Küçük bir boks düellosu, barın olur olmadık yerlerinde birbirlerine sataşan iki genç ve onların müthiş 'ben en iyisiyim' egosu. Kimileri babasının değersiz paralarıyla eğlencesine dayak atıp, bilmem kaçıncı içkilerini yudumlarken.. Kimileri sadece bir şekilde hayatını sürdürmek için insanların içki kokulu ağızlarından ettiği küfürlere dayanmaya çalışıyordu. Jonghyun, o yıllardır boks ile uğraşıyordu. Bir çaylağı insanların içinde yere düşürüp doya doya dayaklayarak mutlu olabilirdi, bunu yapacaktı. Mor loş görüntünün içinde, derdi beş para etmez insanlar ikili için yer açarken, Jonghyun çoktan beyaz gömleğinin kollarını sıvamış, avını beklermiş gibi pusuya yatmıştı.
Karşısındaki genç, ona birkaç adım yaklaşıp sadece omzuna dokundu bir başlangıç için.
Jonghyun, bileğiyle omzundaki eli ayırdığı gibi rakibini hafifçe itip yumruğunu ilk olarak çenesine, hızını alamadığındaysa karın boşluğuna indirmişti.
Küçük düello demişlerdi, Jonghyun ise alkol etkisiyle öldürecekmiş gibi vuruyordu. Çok beklemeden bir gönüllü, Jonghyun'ı rakipten ayırıp boks ringinde değil de barda olduklarını hatırlatmaya çalıştı.
Baskıya gelemediğinden, gözlerine gelen kül rengi saçları hızla alnından yukarı doğru taradı parmaklarıyla. Ardından burnundan soluyarak geri çekilip insanların 'cani gibi davranıyor, tam bir canavar' yuhalarını duymamazlıktan gelip bar taburesine ilerlerken konuştu sessizce;
"Bilmiyordum ben, siktiklerim.."
Oturduğu tabureyi alt tarafında kavrayarak sıkıp, gözlerini kocaman açarak insanların duymayacağını bile bile bağırdı.
"Hey, sen. Sikimin ucunda değilsin."
Başını çevirdiğinde ise, son süratle içki bardaklarını şekillendiren barmene baktı. Siyah, uzun sayılabilecek saçları alnına dökülürken, işine yoğunlaşmış beyaz tenini rahatça görmesini sağlayan bol tişörtünün kollarını sıvamıştı.
İncelemeyi sonlandırdıktan sonra, dudaklarını aralayıp duyulabilecek bir tonda seslendi;
"Yah, barmen olmak için fazla gençsin, eğlence şirketinden giriş izni almadan önce..bana içki ver."
Barmen, başını işinden kaldırıp içkiyle konuşan adama baktı. Baktı, ve ne dediğini anlamak için çabaladı. Kaşları çatılmıştı, bu ifade Jonghyun'ı sinirlendirirken barmen sadece başıyla onayladı.
Geniş, kare kutu şeklindeki dolu bardağı tezgaha bıraktı. Jonghyun göz ucuyla içkiye baktıktan sonra, başını iki yana sallayıp
"Mali Ba..Mali Ba. Ondan ver."
Barmen ikinci defa idol suratlı adama anlamsızca bakarken derin nefes eşliğinde mırıldandı.
"Mali Ba, değil o. Mali-Bu."
İçkiyle pek arası olmamıştı. Markalara bakmaya gerek yoktu. İçiyor, ve daha sonra o mükemmel alkol alerjisi ile milletle uğraşıyordu. Kaşlarını hafifçe kaldırıp barmene doğru konuştu.
"Hayır..Benimle daha fazla flört etmek için fırsat arıyorsun değil mi? Benden etkilendin.."
Barmen, buna alışıktı. İnsanların saçmalamasına.
"Ben kızlardan hoşlanıyorum, üzgünüm sevişemem."
Barmen, genç herifin isteği üzerine içki bardağını yenilemiş, ve çıkış saati geldiğinden bir şey demeden ceketini giyip kapıyı iterek tezgah dışına çıkmıştı, hızla çıkışa ilerleyip kendini kapıdan dışarı attıktan sonra, karşılaştığı iri vücutla birlikte yutkunarak geriledi. Bu işe gerçekten ihtiyacı olduğu için giren barmen Taemin, içkiden nefret eden ama daha iki gün önce barda edindiği güvenilmez arkadaşlıklarından aldığı borç para yüzünden dayak yiyecekti.
Bir adım geriledi ve ona doğru sırıtarak yaklaşan adama kuşkuyla bakıp titrekçe konuştu.
"Vereceğim p-paranı, en kısa zamanda."
Adam, Taemin'i duvar arasına sıkıştırdığında Taemin korkudan yutmak üzere olduğu dilini dudağına bastırarak kalbini bastırmaya çalıştı. Cesur olmak için.
Adam ise, Taemin'den neredeyse on yaş büyük olmasına rağmen bedenini ona yaslayıp, boynuna yaklaşarak fısıldamıştı iğrenç ağız kokusuyla.
"Başka şekilde öde Taemin, senin küçük bedenin..hoşuma gidiyor."
Hayır, cidden. Bir erkek tarafından tecavüze uğramak üzere olduğu apaçıktı. Gözlerini kocaman açıp, herifi üzerinden itmeye kalkıştığında ise karnına koca bir darbe almıştı. Öne doğru eğilip, sıkıca kaparken gözlerini Taemin, adam onu omzundan kaldırıp erkekliğini boyu yettiği kadar bastırdı bacağına.
Taemin, karnında hissettiği acıyla ona karşı koymak için çabalarken, çirkin dudaklar Taemin'un dudaklarına doğru yol almıştı.
Taemin, gözlerini kapadı sıkıca. Gelecek o iğrenç şeyi bekledi.
Gelmedi. Adam müthiş bir hızla geriye savruldu bir güç tarafından. Gözlerini aralayıp, sapığın yakalarını tutarak yüzüne küfürler savurgan adama baktı.
Az önceki boksör.
Taemin'i arkasına almış, büyük güvenle içkiden eser yokmuş gibi sapığa bakıyordu.
Kor gibi yanan gözler, sapığın yüzünde gezinirken burnundan soluduğunu belirten bir tonla, hırladı;
"Sakın, ona yaklaşma."
