blue side•game

366 60 103
                                    

"Piknik yapmaya bayılıyorum."

"Ben de bayılıyordum ta ki sen tek oyuncağımız olan topumuzu göle kaçırana kadar." Elindeki meyve suyu kutusunu örtünün üzerine bıraktı Yoongi.

"Aramızda bir topun lafı mı olur Min?" O hatasını örtmek için saçmalayıp gülerken Yoongi ciddi ifadesiyle yüzüne bakıyordu. "Evet, olurmuş." dedi bir anda ciddileşip Hoseok.

"Neyse," Oturduğu yerden kalkıp üstünü silkeledi. "Topumuz yoksa biz de en sevdiğimiz oyunu oynarız."

"Marketten sakız mı çalacağız?!" Heyecanla bağırarak ayağa fırladı Hoseok.

"Ne saçmalıyorsun Hobi? Marketten sakız çalmamız oyun değil bir suç."

"Her neyse."

"Saklambaç oynayacağız."

"En sevdiğim." Bir anda ormana doğru koşuşturmaya başladı. "Ebe sensin!"

Arkadaşının heyecanlı hallerine gülerek en yakındaki ağaca ilerledi Yoongi. Elliye kadar saydı sonra gözlerini açtı.

Etrafta dolandı durdu, ağaçların arkasına, kayalıkların arkasına bakındı ama bulamadı arkadaşını. En sonunda pes etti. Zaten bu oyunda hep pes eden Yoongi olurdu. Hoseok hiç 'elma' dememişti bu zamana kadar.

"Pes ediyorum sıkıldım ben. Elma dersem çık, armut dersem çıkma!"

"Elma."

"Elma!"

Böcek ve kuş seslerinden başka ses işitmeyince ayağını sinirle yere vurdu Yoongi.

"Elma dedim ya! Çıksana!"

Oyunun kurallarına uymayan arkadaşına sinirlenince ormanlık alana doğru yürümeye başladı Yoongi. Bir yandan da kendi kendine söyleniyordu.

"Hobi, duymuyor musun? Elma!"

"Eğer şaka yapıyorsan komik değil!" Ses gelmeyince iyice endişelendi Yoongi.

Ormanın içinde biraz daha yürüdükten sonra gölün yakınlarında bir ses duydu. Sesin geldiği yöne baktığında Hoseok'un yerde eğilmiş bir şeyler yaptığını gördü.

"Hey, seni küçük oyunbozan!" İşaret parmağını tehdit edercesine sallayarak arkadaşının yanına yürüdü. "Elma denildiğinde çıkmak zorundasın!"

"Ama Min, şuna bak." Kanlar içindeki minik kuşu görünce ağzı bir karış açıldı Yoongi'nin. Hemen arkadaşının yanına çöktü.

"Ne olmuş buna ya?"

"Onu iyileştirmemiz lazım Minmin."

"Hadi eve dönelim. Büyükler bulur bir yolunu."

Piknik yaptıkları alana gelip ufak çantalarına doldurdular eşyalarını. Daha doğrusu Yoongi doldurdu. Hoseok iki minik elini birleştirmiş, kuşu yatırmıştı. Çöplerini de toplayıp dönüş yoluna koyuldular.

"Kedileri sevmiyorum." Dedi bir anda Hoseok.

"Nasıl yani?"

"Ay! Yanlış anlama seni seviyorum." Sanki Yoongi bir kediymiş gibi panik içinde konuştu Hoseok.

"Ben kedi değilim Hobi." Yürümeye devam ettiler. Arada kuşa bakıyorlardı. Nefes alıyor fakat hiç kıpırdamıyordu. Yaklaşık on dakika kadar sürdü evlerine varmaları. Eve girip iyileştirmesi umuduyla Yoongi'nin annesinin ellerine bıraktı minik kuşu Hoseok.

"Ben de büyüyünce veteriner olacağım. Sokaktaki tüm hayvanlara bakıp iyileştireceğim." Hoseok neredeyse her gün yeni bir mesleği hedefliyordu. Kendisinde olmayan parlak gözlere bakarak gülümsedi Yoongi. Bu hallerini çok seviyordu. Her daim deli dolu ve enerjik olması onu da enerjik hale getiriyordu.

Bir süre sonra annesinin elleri arasındaki minik kuşu izlerken Hoseok'un dediği şey geldi Yoongi'nin aklına.

"Kedileri neden sevmiyordun?" Oysa Yoongi'nin en sevdiği hayvanlardan biriydi kediler.

"Saklanmak için gittiğimde kedinin ağzında gördüm bu isimsiz kuşu. O yüzden yaklaşık yarım saattir kedileri sevmiyorum." Dudaklarını büzerek yaralı kuşa bir bakış attı.

"Çocuk gibisin Hobi." diye mırıldandı gülümsemesi yüzünden eksik olmazken.

"Seviyorum böyle olmayı ben." Sevmediğini söylediği kedilere benzer gözlere sahip arkadaşına baktı. "Hem daha on bir yaşındayız."

blue side ⁷ sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin