My Sexy Sex Partner! Jīkook

6!

Keyifli okumalar.

Bol bol yorum istiyorum. Uzun zaman sonra buradayım kırmayın bâri :))

◇

Soğuk terler akıttığım yemek faslı sonunda bitmişti. Her adımımda içimde kıpırdanan topların acısını saymazsak, oturduğum zaman hassas noktam olduğunu düşündüğüm yere çarpmaları erekte olmamı sağlıyordu. Miniğimin havalanmasını engellemeye çalışmak inanın ki zordu. Çok zordu!

Şirkete girdiğimiz anda selamlaşma faslı yine başlamıştı. Beliniz kırılacak yeter artık! Asansöre ilerliyorken, içimde kıpırdanan toplar yüzünden dudaklarımı dişledim. Jungkook'un, sinsi ve arsız sırıtışı dudaklarında yer edinmişti. Aptal herif!

"Gelmiyor musun?" Sinirle kaşlarımı çattığımda, sırıtışı düz bir ifadeye dönmüştü. "Ufak bir işim var bay Jeon. Hemen geleceğim!" Başımı sallayıp selam verdiğimde, iri elleri kolumu kavramıştı.

"Sakın onları çıkartayım deme güzelim. Daha kötüsünü yapmamı istemezsin." Usulca başımı salladığımda, suratımın aldığı biçimi tahmin edebiliyordum...

"Oyalanma." Arkasını dönerek uzaklaştı. Sinirle tek ayağımı yere vurdum. Vurdum vurmasına ama hassas noktama çarpan metal toplar ile kıpırdayamadım. "Sikeyim, şirkette yapmak zorunda mıydın bunu?"

◇

"Noona! Hey, nereye gidiyorsun?" Yüzüme yerleştirdiğim gülümseme solarken, merakla karşımdaki gözleri dolmuş olan noona'ya baktım. "Noona, iyi misin?" Sanki, orada olduğumu yeni fark etmişcesine yüzündeki ıslaklıkları sildi. "Jimin, ne zaman geldin?"

"Biraz önce ama sen, iyi misin noona? Neden ağlıyorsun?"

Merakla sorduğumda, kırmızılaşmış kürelerini benden kaçırdı. "Noona, ne oluyor?"
"Bay Jeon, işime son verdi... Kovuldum."
Ne? İyi de neden?

"Jun- Yani, bay Jeon neden seni kovdu ki? Uzun zamandır burada çalışmıyor musun? Ne oldu?" Sinirlerime hâkim olmaya çalışıyordum. Böyle birisini nasıl işten çıkartabilirdi? Güvenilir ve sadık birisiydi. Üstelik uzun zamandır da burada çalışıyordu. Neredeyse ilk günden beri.

"Soo Aen'nin kahvesine tükürdüğümü görmüş. Kameraları tamamen unutmuşum. Bu aptallığımın sonucunda da hak ettiğimi yaptı. İşime son verdi."

Yanaklarından süzülen yaşları temizlerken bir yandan da eşyalarını önündeki kutuya dolduruyordu. Ellerimi, ellerinin üzerine koyarak durmasını sağladım. "Hemen geliyorum. Sakinleş ve ağlama." Hızlı olmasını umduğum adımlarım ile en üst kata vardım.

Koridorun sonundaki kapıya vardığımda, tıklatma gereksinimine girmeden hızla açtım. "Kapıyı tıklamalıydın. Çık ve tıkla."

"Hayır." Özgüvenle omuzlarımı dikleştirdim. Bana istediğini yapacaktı. O aptal sözleşmeyi imzalamıştım. Noona'yı kovmamalıydı! "Pardon?" Dişlerinin arasından sinirle konuştuğunda öne atılarak koyu renkte ki masaya koydum ellerimi. "Onu kovamazsın!" Sinirle sesime hakim olamamış ve biraz bağırmıştım.

"Bu konuların seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum, Jimin." Sesindeki sakinlik daha fazla sinirlenmemi sağlıyordu. "Hayır, aksine bu konu beni ilgilendiriyor!" Onun sakin tavırlarına karşıt, ben fazla sinirli davranıyordum.

"Hazırladığın o aptal sözleşmeyi imzaladım. Cezamı bu şekilde çekmeyi kabul ettim resmen! Noona'yı kovamazsın!"

"Jimin, sinirlenmeye başlıyorum. Bu yüzden, sesini kes ve otur!" Dediğini yapmadım. Yapmak istemedim. Suçsuz olan birisini işten çıkartamazdı. Sonuçta kahvenin içerisine tükürmek benim fikrimdi ve noona sadece ortak olmuştu. Bana göre, suçsuzdu.