17|↬Hamle

1.7K 514 246
                                    

Zekanın kendini en belirgin olarak gösterdiği nokta; tehlike anıdır. Tehlike sana iki seçenek sunar; kaçmak, ya da kalıp savaşmak. Ben savaşmayı seçiyordum. Kaçmak hiçbir zaman çözüm getirmezdi. Aksine beraberinde yepyeni sorunlar doğururdu. Bu savaşın sonunda kim kazanırdı bir fikrim yoktu ama en azından savaşmış olacaktım.

"Benden ne istediğinin farkında misin?"

Barlas bana, şaka olduğunu düşündüğüm bir cümle kurmuştu ve ben hâlâ öylece onun suratına bakıyordum.

"Evet." dedi. "Gayet farkındayım ve eğer dediğimi yapmazsan olacakları tekrar hatırlatmama gerek yok diye düşünüyorum."

Cebimde açık olan ses kaydedicisini kapattım. Günlerdir üzerinde düşündüğüm planım için almam gereken şeyi çoktan almıştım. Artık planımın ikinci kısmı için adım atabilirdim.

"Tamam." dediğimde Barlas yere bakan gözlerini hızla bana çevirdi. Afalladığı her halinden belliydi.

"Yapacağım ama bir şartla."

Barlas'ın keyifle bakan gözleri içimdeki sinirin patlamaya hazır bir volkan gibi kabarmasına sebep oldu.

"Bu kadar kolay kabul edeceğini tahmin etmiyordum. Tamam söyle, neymiş o şartın?"

"Diğerlerini bir kez de olsa görmeme izin vereceksin."

Ne kadar kabul edilebilir bir şarttı bilmiyordum ama eğer Barlas bunu kabul etmezse aklımda kurduğum bütün plan boşa gidecekti.

Barlas elini çenesinde gezdirmeye başladı. Elleri yeni çıkmak için bekleyen sakallarının üzerinde mekik dokuyordu. Düşünceli ve şüpheli gözleri beni buldu. Uzun süren sessizlik ve bakışmanın ardından bana yaklaştı.

"Bir şeyler planlamıyorsun değil mi?" Barlas'ı yenmek kolay olmayacaktı.

"Bir şeyler planlarsam diğerlerinin canıni tehlikeye atmış olmayacak mıyım?" diye sorduğumda kafasını aşağı yukarı salladı. "Yani, bir şeyler planlama gibi bir lüksüm yok."

Daha da ikna olmuş gözleri bir süre üzerimde gezindikten sonra kafasıyla beni onayladı.

"Tamam." dedi. Ardından cebinden bir telefon çıkardı.

"Senin telefonun polis tarafından dinleniyor. Seninle bu telefondan iletişime geçeceğim."

Elinde tuttuğu yeni olduğu belli olan beyaz telefonu bana uzattı. Telefonu Barlas'ın elinden aldım.

"Tamam mı?" diye sordum. "Bittiyse gidebilir miyim? Annem beni bulamazsa deliye döner."

Gitmek için Barlas'tan izin almaya niyetim yoktu ama şu anda onu pes ettiğime inandırmam gerekiyordu. Barlas işaret parmağını bana doğru uzattı. Üzerime doğru daha da yaklaştığında, kulübenin camından biri bizi rahatça görebilirdi.

"Sakın, sakın herhangi bir hamle de bulunayım deme."

Eski ben olsam bu tehdide anında boyun eğerdim. Ama şu anda ne ben eskisi gibiydim ne de hayatımdaki diğer şeyler. Sahte bir korkuyla Barlas'a bakmaya başladığımda kafamı hafifçe aşağı yukarı salladım.

KAYIP RUHLAR ZİNCİRİWhere stories live. Discover now