5.0 •FİNAL•

9.1K 239 51
                                    

"Buda doğurmasa iyi" annemin kulağıma doğru söylenmesiyle göz devirdim.

"Anne bebek 5 aylık" oflayarak söylediğim şeylerle birlikte beni takmayarak pek 'sevgili' gelinin yanına doğru gitti.

Evet... abim sonunda muradına ermişti. Tabi evde bir üçüncü dünya harbi çıkmıştı ama olsun.

Mutlu son.

Evlilik hayatımda gördüğüm en zor şey olabilirmiş, ben ege'yle evlilik hayalleri kurarken resmen hayallerim söndü. Yok istemesi, nişanı, düğünü, ev kurması ve dahası derken gelin ben olmamama rağmen ben bile bitmiştim. Bence bize sade bir düğün yeter. Fazlası zarar zaten.

Gerek yok.

Tek sevdiğim yani ise düğün pastası olmuştu ama tabiki mükemmel şansım sayesinde pasta bize gelmeden bitmişti. O zaman ben bu düğünde neden varım?

Kafamı ellerimin arasına alarak sıkıcı düğüne baktım. Bir taraftan takı merasimi bir taraftanda oynayan insanlar vardı. Acaba robot falanlar mıydı? Yani insan bir oturur falan gelmeden ne yiyip içtiler anlamadım ki.

Allahım, neydi günahım?

Aniden gelen bacağımdaki dokunuşla birlikte gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Pis pis sırıtmasına karşılık dil çıkardım.

"Çok sıkılmışa benziyorsun prenses" bacağımdaki elini bir çöp misali alarak kendimden uzaklaştırdım.

"Prensesini kurtarmaya mı geldin yoksa?" Eli elimi bırakmayarak konuştu. Hayır diyorum kaç kere söyle yapma diye

"Tam da üstüne bastın" elimi çekerek konuştum.

"Kaç kere diyorum milletin yanında şöyle yapma diye" fısıltımla beraber yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.

Sabır.

"Uçurayım mı seni?" Yanağıma yüzü değecekken kendimi geri çektim.

"Kaçır.. annemde seni uçursun. Nasıl fikir?"

"Olabilir aslında.. astral seyahat gibi mi?" Şaşkınca ona döndüm.

"Ne? Astral seyahat mi? Kötü yola mi giriyorsun sen?" Ellerini teslim oluyormuş gibi yaptı.

"Töbe hâşâ olurmu öyle şey sultanım" bacağına bir cimcik attım

"Yap hele bir göreyim"

"Ya allah aşkına okyanus adam mı öldürürüm"

"Egee" sesimin yükselmesiyle birlikte ağzını fermuar çekti.

"Aferin"

Gecenin ilerleyen saatlerinde ege dediğini yapmış kaçırmıştı beni.

"Neresi burası şimdi? Buraya mı kaçtık?" Elimden tutup sürükledi peşinden.

"Ne var beğenemedin mi?"

"Bodrumdayız ege"

"Eee ne güzel işte" kendini durdurup gitmemi engelledim. Benimle beraber egede durmak zorunda kalmıştı.

Birkaç dakikalık üstünlük tamam 15 saniyeden fazla değil yarısını benim kazanmamla birlikte gururla yürüdüm.

Yani yürüyordum. Düşüne kadar

"Niye gülüyorsun beni tutman lazım değil mi?" Gülüşü biraz daha derinleşti. Hayır öyle gülünce kızamıyordum ki

"Ama iyi düşüştü tebrik ederim.... gel hadi" belimden tutmasına izin germeyerek kendim kalktım.

SARE || TextingWhere stories live. Discover now