"Yaaa hahaha, çok komiksin aşkım" gülerek alp'in omzuna kolumu attım. Ona baktığımda bana 'napıyorsun sen salak' der gibi bakıyordu.
Yavaşça bana doğru yaklaştı.
"Sence de fazla abartmıyor musun okyanuscuğum" fısıldayarak kulağıma söylediği sözlerle kaşlarımı çattım. Yoo bence çok doğal davranıyorum.
"Bence gayet iyi rol yapıyordum ama" elif bahçede egenin olduğunu söyleyince alple fırlayıp buraya gelmiştik planımızı başlatmak için. Bence alp pek rol yapmasada ben çok iyiydim bu konuda.
"Okyanus, adamın gözünün içine baka baka bana aşkım diyorsun ve bence sesinin seviyesini biraz kısmalısın" 'oğlum o senin yengen yengen' repliği aklıma gelsede hemen kovdum.
"Ne yapmalıyım nasıl anlayacak sevgili olduğumuza" diyerek gözlerimi egeye çevirdim, gözlerimizin buluşmasıylada hemen gözümü alp'e tekrar çevirmem pekte uzun sürmemişti. Niye bakarken haber vermiyorsun zalımın oğlu.
"Okyanus elimi koparacak derecede tutuyorsun ya, ondan olabilir mi?" Diyerek gözlerini devirdi. Eline baktığımda gerçektende fazla sıkmış olduğunu görüp hemen elimi elinden çektim. Mazallah lazımdı o bana.
"Ne yapmalıyım o zaman"
"Normal davransan yeter" şaşkınca ona baktım. Ben? Normal? Davranmıyorum?
"Ben mi normal davranmıyorum?" Bağırarak dudaklarımdan çıkan sözlerle birlikte etrafına baktı. Bende baktığımda birkaç kişinin yüzü bize dönmüştü onların takmayarak alp'e döndüm. "Birşey sordum"
"Bencede evet sen haklısın "
"Bencede" omzumun üstünden bir bakış atarak ayağa kalktım, ben burda jackie chan gibi rol yaparken bana bunu demesi çok yanlıştı. Onu umursamadan önünden geçecekken bir anda kolumu tutup benide peşinden sürüklemeye başladı.
"Bana dokunma hakkını vermedim sana, bıraksana kolumu be" çirkefce söylediğim sözlerle omzunun üstünden bir bakış attı.
"Bunu 2 saattir elimi koparacak şekilde tutan kız mi söylüyor?"
"Abartma, o kadarda çok sıkmadım" sol elini kaldırıp gözüme sokacak şekilde yakınlaştırdı. Eline bakıp kafamı çevirdim. Birazcık kızarmıştı. Birazcık.
"Üzgünüm"
"Pek sanmıyorum" omuz silktiğimde güldü. Bende güldüm.
Aniden durduğunda suratım sırtına çarpmıştı. Burnuma giren sızıyla yüzümü ekşittim. Biraz acımıştı.
"Sessiz bir yerde konuşalım diye getirdim seni buraya" kafamı kaldırıp baktığımda bodrum katına geldiğimizi gördüm.
"Bodrum da mı?"
"Yani.. sessiz bir yer konuşmak için"
"Genelde başka şeyler için gelirlerde buraya ondan dedim" mırıldanarak söylediğim sözlerle alp kaşlarını çattı.
"Anlamadım, ne dedin" elimi boşver dercesine salladım. Duymaması daha iyiydi.
"Aynen konuşmak için sessiz bir yer" dediğim şeyle beraber kafasını salladı.
"Ne konuşacaktık bu arada"
"Söylerim ama sinirlenmek yok" şaşırarak ona baktım.
"Ben mi? Saçmalama, ben sakin biriyimdir. Hadi " elimi hafif bir şekilde koluna vurdum.
"Emin misin?"
"Alp hadi" sabırsızca bir şekilde onun konuşmasını beklemeye başladım.
"Aslında be-" alp'in lafını kesen şey telefonumdan gelen bildirimdi. Flimin en heyecanlı yerinde gelen reklam gibi mk. Çok sinir bozucu.
Mesajı takmayarak ona baktım "devam et sen, sonrada bakarım"
"Hayır sen telefonuna bak bence, belki önemli birşeydir." elimi cebime atıp telefonu aldım.
"Aslında pekde önemli olduğunu düşün-" mesajı görmemle kaşlarımı çattım.
Hint dizisi gibi aynı mk. Bir sorun bitse bir diğeri başlıyordu.
05**: Alpten uzak dur.
05**: Yoksa sonuçlarına katlanırsın :)
°
02.09.2020
18.34
Çok açtık yaw arayı:(
Yeni bir kitaba daha başladım profilimden bakarsanız yerim sizi :)
ÖPTÜMMM ❄
