3

550 71 33
                                    

"Tamam, sizi daha fazla merakta bırakmayacağım."

Hukuk fakültesi profesörü yaklaşık yarım saatlik konuşmadan sonra bunu söylediği zaman görmediğini bilsem de öfkeyle adama baktım. Ne kadar gururlu, onurlu olduğuna dair kimseyi ilgilendirmeyen upuzun bir konuşma yapmıştı. Eh, en azından beni zerre ilgilendirmiyordu.

"Konuşmasını yapması için bu dönemin birincisi Samuel Winchester'ı sahneye davet ediyorum."

Büyük bir alkış tufanı koparken yüzüme yayılan gülümsemeyi saklamak yerine büyümesine izin verdim. Ellerimin kızardığına emin olacak kadar kuvvetli şekilde alkışlarken gururu tüm benliğimde hissediyordum. Başarmıştı. Benim kardeşim, başarmıştı.

"Sayın profesörüm, değerli hocalarım. Hepinize çok teşekkür ederim. Bana sunduğunuz imkânlar, anlayışınız ve kıymetli bilgileriniz olmasaydı burada olamazdım."

Herkes alkışlamaya devam etti.

"Bugünlere gelebilmişken, teşekkürler en özelini hak eden kişiden bahsetmezsem başarımın yarım kalacağını düşünüyorum. Annemin ve babamın yokluğunda bana hem anne, hem baba, hem arkadaş, hem sırdaş olan; beni bugünlere getiren abim, Dean Winchester. Her şey için asıl sana teşekkür ederim. Bu dereceyi ben değil, biz kazandık.

Beni işaret ederken herkes bir anlığına gözlerini bana çevirmişti. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Oldukça gururlu olmaman yanı sıra, kardeşimin bu kadar vefalı olması beni daha da duygulandırmıştı. İşte tam şu anda, senelerdir doğru olanı yaptığımın farkındaydım. Sam benim bu dünyadaki en değerli varlığımdı ve aynı zamanda var olma sebebimdi.

"Sen ağlıyor musun?"

Castiel sorduğu zaman dünyanın en saçma şeyini söylemiş gibi ona baktım.

"Hayır, sen ağlıyorsun."

Alkışlar devam ederken gururla çevreme baktım. Biz, Winchester kardeşler; her şeyin üstesinden birlikte gelebilirdik.

"Konuşmamı biraz uzattığımın farkındayım. Ancak bahsedeceklerim burada bitmedi. Buna burada bulunan herkesin şahit olmasını istiyorum."

Meraklı gözlerle onu izliyorduk. Neler döndüğünü ben de bilmiyordum. Sam bir anda diz çöktüğü zaman yukarıdan bir pankart aşağı doğru indi. Pankarttaki yazı, ben dahil herkesin şaşkınlık ifadesi ile sesler çıkarmasına sebep oldu. Pankartın üzerinde "Benimle evlenir misin?" yazıyordu.

Birkaç kızdan oluşan topluluk Jessica'yı sahneye doğruyu iterken Sam cebinden bir yüzük çıkarıp Jessica'ya doğru uzattı.

"Bundan haberin var mıydı?"

Castiel sorduğu zaman kafamı iki yana doğru salladım. Bana paraya ihtiyacı olduğunu söylediğinde bunun sebebini çok da kurcalamıştım. Çünkü Sam benden bir şey istediği zaman sadece o isteğini yerine getirmek istiyordum. Onun her şey sahip olmasını, eksik bir şeyinin kalmamasını istiyordum. Demek ki son istediği yüklü parayı da yüzük için istemişti.

Jessica gözleri dolmuş vaziyette mikrofona doğru "evet!" diye haykırırken tüm kampüste alkış sesleri yükselmişti. Herkes deliler gibi alkışlarken gözlerimden akan yaşı kimse görmeden silmeye çalıştım. Bir anda iki gurur yaşıyordum; kardeşim üniversiteden derece ile mezun olmuştu ve evlilik için ilk adımı atmıştı.

Aniden içimi bir hüzün kapladı. Senelerdir aynı evin içerisinde başbaşa yaşayan kardeşlerdik. Evlilik demek, evlerin ayrılması demekti. Bunları düşünmek için oldukça erken olduğunu biliyordum ama evliliğe sıcak bakmayan birisi olarak Sam'in hiçbir zaman yanımdan ayrılmayacağımı düşünüyordum. Bu düşünce oldukça yersizdi. Ama ne yapabilirdim, ona çok bağlıydım.

Castiel elini bana uzatıp çarpık bir şekilde gülümsedi.

"Görünüşe göre akraba oluyoruz, Toretto."

Kendimi toparladım ve ağladığımı belli eden yüz ifademi değiştirdim. Havadaki eline bakıp yüzümü buruşturarak bakışlarımızı sabitledim.

"Evet, işin tek kötü yanı bu."

Gülümsemesi yayıldı.

"Ah, benimle başka bir bağ ile bağlanmak isterdin, değil mi?"

"Siktir oradan, göt kafalı."

Alkış sesleri arasındaki kahkahasını duymuştum.

× × × × ×

Mezuniyet zırvaları ile birkaç saat geçirmiştik. Sam ve Jessica, arkadaşları ile bu son birlikteliklerini doyasıya yaşamışlardı. Bütün bunlar yaşanırken Castiel ile kokteyl masasında sessizce oturmak canımı sıkmıştı. Ancak bugün Sam'in günüydü. Bunu bozmamak için her şeye katlanacaktım.

Kutlamalar bitmeye yakın, Sam ve Jessica bizim yanımıza döndüler. Ben kardeşime sarılırken Jessica da abisine sarılmıştı. Kardeşimin kulağına doğru eğildim.

"Dostum, o da neydi öyle?"

Sam mahçup bir şekilde gülümserken elini omzuma attı.

"Dean, sana da sürpriz olsun istedim."

Ona tekrar sarıldım.

"Bugün seni ne için tebrik edeceğimi şaşırdım. Tek bildiğim bir şey var, beni gerçekten çok gururlandırdın Sammy."

"Bunu başarmış olmak bana yetiyor."

Duygusal bir bakışmadan sonra kafamı iki yana salladım.

"Duygusal an yaşamayalım."

Gülümsedi.

"Pislik."

Anında yanıtladım.

"Sürtük."

Jessica'ya da sarılırken Sam de Castiel ile tokalaşıyordu. Neşe ile haykırdım.

"Buradaki işiniz bittiyse artık gidelim. Kutlayacak çok şeyimiz var!"

Herkes beni onaylarcasına sesler çıkarıyordu.

× × × × ×

Bölümdeki aşkı memnu repliğini buldunuz mu?:D

BROTHERS | DESTIELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin