15

508 62 30
                                    

Uyuduğum mükemmel uyku tüm yorgunluğumu silip atmıştı. Günün ilk ışıkları ile uyansam da, dediğim gibi bu uyku bana yetmişti. Jess'lerin güzel evine yakın bir yürüyüş yolunda koşuya çıkmıştım, şimdi de terli halimle eve dönmüştüm.

Kendime bir proteinli içecek hazırlamaya koyuldum. Yaptığım koşunun boşa gitmemesi için bunu yapmam gerekliydi. Karışım için birkaç meyveyi dilimlerken arkamdan birinin bana dayanması ile yerime sabitlendim.

"Günaydın, gün ışığı."

Çıplak bedeni, terden sırılsıklam olmuş olan atletime değiyordu. Önümde dilimlediğim şeye bakmak için bana yapışmış gibi yapıyordu. Dilimlediğim muzdan aldı ve mutfak taburesine oturdu.

Bu halleri beni şaşırtıyordu. Bariz şekilde bana yaslanmış ve dayamıştı, dün yaşananlardan sonra bunu çok doğal şekilde yapmıştı. Az sonra da hepsinin bir hata olduğunu söyleyecekti. Ama konuyu açamayacak kadar gururluydum. Bugün aynı hatayı yapmayacaktım.

Hazırladığım karışımı blenderdan geçirdikten sonra soğuk sütü de ekledim ve iki bardağa bölerek birini onun önüne koydum. Diğer bardağı alarak onun tam karşısına oturdum.

"Bugün bir planın var mı?"

Flörtöz tavırla sorduğu zaman aynı şekilde ona gülümsedim.

"Cassie ile sahile gideceğiz."

Kaşlarını kaldırdı. Çenesinin kasıldığını oturduğum yerden görebiliyordum. Yaptığım içecekten art arda yudumlar aldı ve umursamaz bir tavra bürünmeye çalıştı.

"O sürtükten kurtulduğunu sanıyordum."

Gülümsedim.

"Tatlı bir kız."

Yutkunup gülümsedi.

"Barcelona'dan ayrılana kadar geçici bir heves olacak. Adına sevindim."

Bu cümleye inanmak ister bir hali vardı. Açıkçası onu bu şekilde süründürmek hoşuma gidiyordu.

"Bugün erkencisin?"

Soru sorar şekilde konuşup içeceğimi yudumladım. Tam kıvamında olmuştu.

"Geri uyuyamadım. Tek uyanmaya alışkın değilim."

İmalarına düşmeyecektim. Koşuda birtakım kararlar almıştım ve aynen uygulayacaktım. Dün gecenin benim için önemi yokmuş gibi davranacaktım.

"Evde kaldığını bilmiyordum."

Yalandı, o gelene kadar pencerede bekleyip arabasının sesini duyunca uykuya dalmıştım.

"Ah, bilsen gelirdin, öyle mi?"

Gerindim.

"Hiç sanmıyorum."

Gülümsedi.

"Yoksa öncesinde benden alacağını aldın mı?"

Tuvalet kabinindeki anı hayal etmek kalbimi tekletmişti. Ama bunu bilmesine, hissetmesine gerek yoktu. Geçen sabah bunları hissedince tam bir o.. çocuğu gibi davranmıştı. Şimdi şerefsizlik sırası bendeydi.

"Cass, sana teşekkür ederim."

Şaşkınlıkla bana baktı.

"Ne için?"

"Dün gece bana kabinde yaptığın şey için."

Zafer kazanmış gibi gülümsedi.

"Eğer onu yapmasaydın Cassie ile birlikte olacaktım. Daha ilk haftadan sarhoşluğundan yararlanıp onu becerecektim ve sonrasında muhtemelen görüşmeyecektik."

BROTHERS | DESTIELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin