*dördüncü nedenli mektup

84 25 4
                                    

Annem gelinliğimi seçiyor, inanabiliyor musun Amir! Evet o gün, o büyük gün çok yaklaştı ve ben içimden tamamıyla silinmeyeceğini anladığım "sen"den tastamam kurtulma girişimim olarak, yine sana mektup yazıyorum.

Evleneceğim adam zengin biri değil, hayır fakir de değil, aslına bakarsan her hususta ne zengin ne de fakir biri o. Benim gibi. Uzun süren tartışmalarda bilgimin yetmediği yerlerde kafa sallamak zorunda kalan bir kişi olarak ben, her tartışmanın sonunda kendimi daha çok geliştireceğimi söylerdim, geliştirmedim çoğunlukla. Bana yetecek olanla kaldım, belki de olması gereken buydu. Belki de sürekli konuşan, bilgisi sürekli ve enkazlarca çok olan başkaları olmalıydı, ben ortada bir yerde yürümek zorundaydım belki de. İşte o da, böyle biri Amir. 

Kimilerine göre aşk insanın başına yalnızca bir defa gelen bir kazadır, ama Amir, sen değil miydin "Sevmek mi, sevilmek mi?" diye sürekli sürekli soran? Birbirimizi çokça sevmemize rağmen tek defada uzaklaştık yine birbirimizden. Bu kez seviyor muyum, seviliyor muyum diye sormadım Amir. Sevecek ve sevileceğim diye çıktım yola, önüme çıkacak her engele razıyım, her güzelliğe de, Amir.

Duyduğum kadarıyla sen çoktan evlenmişsin. İsmini Hale koyduğun bir de kızın var, benim ismimi koyduğun o kıza baktıkça beni hatırlamaman için her gece dua ediyorum Amir. Birbirimizin hikayesinde bir zamanlar vardık, ama bedenen olmadığımız yerlerde görünen ruhumuz her zaman acı verecek, bu acıyı çekmeni istemiyorum Amir.

Ben çocuğumun ismini Ömer koyacağım, senin ismine benziyor ancak baktıkça, konuştukça, çağırdıkça bana seni çağrıştırsın diye değil, nedeni bende kalsın Amir.

eğer gökyüzü ellerimde kulaç atıyorsaWhere stories live. Discover now