*onuncu beklentisiz mektup

75 23 2
                                    

Bugün okula annen geldi Amir. Yaklaşık üç gündür ben dersteyken ya da dersim bitmişken geliyormuş, beni soruyormuş, öğretmeninden, görevlisine, öğrencisine kadar herkese. Bugün ilk defa konuşma fırsatımız oldu Amir. Bu, onu ilk görüşümdü. 

Annene benziyorsun Amir, kafamdan silinmeyen yüzün annenin yüzünün bir kopyası. Annen de konuşurken gözlerime bakamıyor, senin gibi. 

Bana, benimle alakalı çok yanlış düşündüğünü, bana haksızlık ettiğini söyleyerek benden özür diledi Amir. Bana bir şans bile tanımadığı için birbirimizden ayrı düştüğümüz o günden bu yana yüreğinde bir yükle gezdiğinden bahsetti. Onu sükunetle dinledim, özrünü kabul ettim ve kendisini üzmemesini söyledim.

Senin beni unutamadığını söyledi Amir. O zamana dek sakin kalan kalbim neden bu kadar hızlı attı bilmiyorum. Ama inanamadım. Annene inanmadım Amir. 

Bana bunu gelip senin söylemeni dilerdim, ama dilerdim; bir zamanlar. O an bunu dileyemedim. Senin bir kızın vardı, ailenizin enkazının altından kurtarman, sahip çıkman gereken kızın. Tıpkı ağabeyim, annem gibi. Kendimi senin yerine koydum ve aklına benim gelemeyeceğimi düşündüm. Haklıydım, değil mi Amir? 

eğer gökyüzü ellerimde kulaç atıyorsaWhere stories live. Discover now