Zwanzig

1.6K 140 125
                                    

Final

"So pretty, pretty, pretty, pretty." Kızlarla beraber son pozumuzu verip şarkının sonlanması ile kendimizi yere fırlattık.

"Ya Lalisa, sen neymişsin öyle." Dedi Jennie ardından Jisoo ise ona arka çıktı. "Hep sakin sessiz duruyordun ama içinden bir dans canavarı çıktı."

"Aynı zamanda rapper." Chaeyoung bir diğer ismi ile Rosé'de -kendine böyle hitap etmemizi istiyordu- söze girdiğinde gülümsedim hafifçe. "İnanın bende bilmiyordum, sayenizde keşfettim."

Her şey çok hızlı gelişmişti. Jungkook'un beni Jennie'nin eline itmesi ile ertesi günün sabahı kendimi Rosé ile tanışmış bir şekilde bulmuştum. Ardından bende onları Jisoo ile tanıştırmış ve beraber dörtlü olarak takılmaya başlamıştık.

Hayatımda uzun süre sonra tekrar bir grup ortamına giriyor olmam vücuduma sanki evimdeymişim gibi bir his bırakmıştı.

Rosé konservatuar okuyordu bu yüzden binadaki tüm kayıt stüdyolarına erişimleri vardı. Ben sadece dans edeceğimizi sanarken bu sene bir değişikliğe gidip hem söyleyip hem dans etme üzerine bir kayıt yaptırmıştı.

Bir hafta içinde hayvan gibi çalışıp önceden hazır olan şarkı sözleri üzerinde biraz oynamış ve seslerimizi test etmiştik. Ardından ise bir miktar hazır olan kareografiyi beraber tamamlamıştık. Kareografiyi tamamlamada yararım çok dokunmuştu ve inanın buna ben bile şaşırmıştım.

Bizden ziyade Jungkookların tarafına döndüğümüzde ise onlar da her sene yaptıkları gibi bir şarkı hazırlayıp dans gösterisi yapacaklardı.

Ben ilk defa onu dans ederken görecektim ve ilk defa etkinliğin içinde bu kadar bulunacaktım çünkü eskiden hep tezgah başında durur, sadece bir şeyler satmaya çalışırdım.

Eskiden...

Heyecanlıydım hemde çok. Çok kısa süre içerisinde çok fazla değişmiştim ve bunun üzerinde etrafımdaki insanların çok fazla emeği vardı.

Etrafımdaki insanlar birden varolmuşlar ve hayatıma adım atmışlardı.

Şimdiki hâlimden memnunmuydum? Evet. Ama eski Lisa hâla bir yerlerde, doğru anda ortaya çıkmak üzere duruyordu. Sanırım böylesi daha iyiydi.

Oh bir de Rosé'nin Jimin adında bir sevgilisi olduğunu ve bu Jimin'in ise Jungkook'la daha ilk konuştuğumuz zamanlarda bahsinin geçtiği 'sevgilisi için grubuyla daha az takılan kişi' olduğunu öğrenmiştim.

Kızlarla beraber yerde uzandığımız süre içerisinde Rosé birden olduğu yerden zıplayarak kalkmış ellerini çırpmıştı. "Koğuş kalk! Bu akşam sahneye çıkacağız dinlenmek yok."

Rosé'yi dinlemek için kaldırdığım kafamı sertçe geri bırakırken ağlama sesleri çıkardım. "Sızlanmak yok!" Bir şekilde yolunu bulup ayağa kalktığımızda mikrofonlarımızı elimize alarak bir kaç pratik daha yaptık.

Kısa bir süre sonra kapı çalındı ve içeriye bodoslama bir şekilde Jungkook girdi. "Merhaba kızlar, sevgilimi alabilir miyim?" Diye sorarken gözleri tamamen üzerimdeydi.

Tabii ki Jungkook bunu nezaketen sormuştu çünkü hemen ardından içeriye girip elimden tutmuş ve beni dışarıya çıkarmıştı.

Geist / Liskook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin