Dreizehn

1.9K 200 364
                                    

"Sana yük olduğum için özür dilerim." Jungkook elindeki anahtarı deliğe sokmadan önce bana döndü ve suratıma garip bir ifade ile baktı ardından ise kafasını iki yana sallayarak önüne döndü.

"Sana şunu söylemeliyim ki, başın sıkıştığında ya da zorluğu farketmez herhangi bir anda yardıma ihtiyacın olduğu zaman ilk araman gereken isim ben olmalıyım." Derin bir iç çekerek kapıyı açtı ve benide içeri davet ettikten sonra geri kapattı. "Ben olmalıyım diyincede baya garip oldu yanlış anlama, elimden geldiğince sana yardımcı olmaya çalışacağım."

"Ortada yanlış anlaşılması gerekecek bir şey yok Jungkook fakat sıkıntı şu; senden şu anda kalemim kayboldu bana bir kalemini ödünç verir misin tarzında bir yardım istemiyorum. Senden şu anda resmen evinde belirli bir yer kaplamak adına yardım istiyorum, ki sen ailenle kalıyormuşsun..."

"Ailemle kalmam bir şeyi değiştirmiyor, yer falan da kaplamıyorsun daha fazla bu konu üzerinde konuşmaya devam edersen senle konuşmayacağım."

"Çocuk musun sen?"

"Hayır nasıl bir muamele hak ediyorsan onu yapıyorum."

"İkidir bana dolaylı yoldan çocuk dediğinin farkındasın değil mi?"

"Öylemiymiş?" Diyip sol kaşını kaldırarak ona ilk yazdığım güne bir gönderme yaptı. "Öyleymiş." diye fısıldadım bende.

Ben evimin orada, Jungkook'u aradıktan yaklaşık 15 dakika sonra kendisi yanıma geri dönmüş ve beni yıkılmış halimle kaldırımda otururken bulmuştu.

Gözleri önce on adım ilerimdeki yıkılmış evime ve ardından bana kaymıştı. Telefonda hızla yanıma geri dönmesi dışında başka hiçbir şey söylememiştim bu yüzden gördükleri onda şok etkisi yaratmıştı fakat yinede çok kısa bir sürede toparlanmış önümde diz çökmüştü.

Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuş, saçlarım onları ovalamaktan birbirine karışmışken hiç bir şeyi umursamamış kafamı göğsüne yaslamıştı.

Hiç bu kadar sıcak ve hiç bu kadar sahiplenilmiş hissetmemiştim daha önce. Her şeyden önce kalbimin hiç bu kadar hızlı attığını  da hissetmemiştim.

Beni olduğum yerden kaldırıp kendi evine getirmişti, yolda ailesi ile beraber kaldığını öğrenmiştim.

Şimdi ise buradaydık, onun evinde.

Ben alt katta onu beklerken o bana yukarıdan kıyafet getirmeye gitmişti.

Her an aklıma evimin yıkıldığı geliyor gözlerim doluyordu fakat sonradan toparlanmam ve güçlü olmam gerektiğini benliğime bildirip göz yaşlarımı geriye yolluyordum.

Ama bu bir döngü gibiydi. Sürekli gerçeklikle gerçek olmayan arasında gidip geliyordum. Zihnim tahmin ettiğimden daha fazla yorulmuştu.

Jungkook'un ayak seslerini işitirken merdivenlere doğru döndüm, o da görüş açıma girdi. "Duş almaya ne dersin? Kabul edeceğini düşünerek kıyafetleri banyoya bıraktım." Kafamı onaylar anlamda salladım ve onu takip ederek beni banyoya götürmesine izin verdim.

Önce bir odaya girdi ardından odanın içindeki banyoya. "Senin banyon mu?" Diye sordum.

"Evet." Dedi, tam sıkıntı olup olmayacağını soracakken bir kere daha böyle bir şey yaparsam benle konuşmayacağı aklıma geldi ve zaten istemese buraya getirmeyeceğini düşünerekten banyoya girdim.

Geist / Liskook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin