7. Bölüm

271 24 7
                                    

Boynumda hissettiğim ağrı ile gözlerimi aralamıştım. Başımı kaldırmaya çalıştım.

"Ah acıyor. "

Galiba tutulmuştu. Hala koltukta oturuyordum. Saat kaçtı ki ? Saat bulmak için etrafıma bakındım. Yatağın sağ tarafında ki komidinde vardı. Buradan tam belli olmuyordu o yüzden kalkıp bakmayı tercih ettim. Koltuktan tam kalkacakken elimi hala bir şey tutuyordu.

Bu Sehun'un eliydi. Hala elimi sımsıkı tutuyordu. Sanki gitmemi istemiyor gibi. Tekrar denedim ama nafile. Yavaşça kulağına doğru eğildim. Sessizce fısıldadım.

"Hemen geri döneceğim sadece bir dakika."

Eski halime geri döndüm. Elini yavaşça bıraktım. Bu sefer itiraz etmemişti. Sessiz adımlarla komidine doğru yöneldim. Saate baktığımda gece 02.12 idi. Anlaşılan buraya geldiğimde akşam vaktiydi.

Pencereden dışarı baktım. Dolunay çok güzel gözüküyordu. Şu anda da içeriyi bir tek ay ışığı aydınlatıyordu. Arkamı döndüğümde tapılası bir manzara ile karşılaştım. Evet cihazlara bağlı olabilirdi ama hala gözümde fazlaca tapılasıydı. Ve ay ışığı onu dahada güzelleştirmişti.

Tekrar Sehun'un yanındaki yerime geçtim. Elini ellerimin arasına aldım. Hemen sıkıca tuttu.

"Üşüyor musun Sehun ?" Tek elimle saçlarını geriye tararken mırıldandım. Üstü hafif açılmıştı, pikeyi açık yerlerini örtecek şekilde düzelttim. Biraz daha dayan Sehun. Geçecek hepsi geçecek beraber harika günler geçireceğiz. Yağmur yağdı sıra gökkuşağın da ama önce bulutların çekilmesini beklemeliyiz.

Tekrar başımı geriye yatırdım. Ve kendimi yalancı ölümün kollarına bıraktım. Yalnız olduğun o rüyalar, acılar, işkence gibi duygular ama hissettiğim bu sıcaklık hepsine daha ağır basıyordu.

Yavaş yavaş uyku bedenimi ele geçiriyordu. Bağrışlar hepsi tek tek canlanıyor... ne güzel...harika.

*

Ne kadar istemesemde ertesi bir güne, camdan içeri giren yorucu güneş ışığı ile uyanmıştım.
Şimdi ne olacaktı ? Ben ne olacaktım ? Sehun ne olacaktı ? En önemlisi biz olacakmıydık ? Bu düşüncelerden kurtulmamı sağlayan bir hareket ile şaşırmıştım.

Sehun parmağını oynatmıştı. Ve bu komaya girmiş birisi için harika bir işaretti. Doktoru çağırmak için hemen yerimden kalktım. Koşarak odadan çıktım hemşireye hemen anlattım ve doktoru çağırmasını söyledim. Ardından hemen odaya geri döndüm.

Sehun gözlerini açmıştı ve etrafa olup biteni çözmeye çalışıyormuş gibi bakıyordu. Beni fark ettiğinde zar zor Luhan diyerek doğrulmaya çalıştı ama omuzlarından tutup engel oldum.

"Olmaz, dinlenmen lazım."

"N-nerdeyim ? N-ne oldu ?"

"Kendini konuşmak için yorma her şey bitince anlatırım."

2 dakika sonra doktor gelmişti. Geldiği gibide Sehun'un değerlerini kontrol emeye başlamıştı. Hemşire verilen serumları tek tek kontrol ediyordu. Ardından bana dönüp sizin burada olmamanız gerekiyordu Bay Lu dedi.

Bahsettiği şey tam olarak, sizde hastasınız dinlenmeniz lazım o yüzden yatağınıza geri dönün ve yatıp zıbarın yani tam olarak buydu ama daha nazik şekliyle.

Soğukkanlılıkla biliyorum dedim. Ve aldırış etmemeye devam ettim.

"Durum ne ?" Doktora geri dönerek sordum.

"Şu an değerleri normal, ama her hangi bir duruma karşı biraz daha misafirimiz olmalı, ameliyat yapma gereği duyabiliriz."

"Oh peki anladım. Yanında durabilir miyim ?"

My StrawberryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin