10. Bölüm

183 11 5
                                    

The Unholy

Kiliseye varmıştım. Hafif harebeydi ama iş görürdü. Uzun yolu geçtiğimde kilisenin büyük kapısı tüm iştihamıyla karşımda duruyordu. Demir kapının büyük kulplarından tutup kendime doğru var gücümle çektim. Hafif zorlanarak kapıyı açmıştım, açtığımda bana doğru bakan 3 çift gözle karşılaşmıştım. Eskiler...

Benden bir açıklama bekledikleri fazla belliydi. Düşüncelerden kurtulup yürümeye devam ettim.

"Fikrini değiştiren nedir Yifan ?"

Karşımda ki uzun boylu sarışında bana doğru yürümeye başlamıştı. Tam karşımda durduğunda bende durdum.

"Galiba biraz değişikliğe ihtiyacım var..."

Bira duraksadıktan sonra bana sarılmış ve devam etmişti.

"Dostum.. Seninde biraz dinlenmeye."

Dostum dediğinde yüzümde oluşan tebessüme engel olamamıştım. Ama sonrasında midemin sol tarafı da hissettiğim acıyla gözlerim şaşkınlık ve acıyla açılmıştı. Ardından yüzümdeki tebessümden eser yoktu.

Kendimi bırakmıştım. O sırada Yifan beni tutmuştu. Başım hala omzunun üstündeydi bedenim ise benim taşıyamayacağım kadar ağırdı. Şu an hissettiğim bunlardan ibaretti.

Yavaşça gözlerim kapanıyordu. Gözlerim kapanırken bana doğru yaklaşan 2 silüet vardı. Birisinin Misa birisinin Kira olduğunu düşündüğüm kişilerdi. O kadar aradan sonra beni böyle mi karşılıyorlardı ?

Bilincim tamamen kapanmadan önce bir kaç cümle işitmiştim.

"Böyle daha iyi olacağına emin misin Kris ?"

Misa'ya ait olduğunu düşündüğüm bir sesti. İnce, kadınsı ve endişeli.

"Eminim Hyomin."

"Sence Chanyeol ?"

"Bende eminim. Merak etme onun için en iyisi buydu."

Benim haricimde Nick ile seslenen yoktu. Galiba arkadaşlarım tarafından biraz kandırıldım.

Bir insanın bilinç altı ne kadar karışık olabir ? Benimkisi kesinlikle bilinç altı değildi. Aslında herkesin öyle. Bilinç altı dediğimiz garip dünya tüm yüzleşmeye korktuğumuz şeylerin toplandığı yer değil miydi ? Kısacası bilinç altı korkularımızdı.

Şu an yüzleştiğim korkum. Işıktı. Aydınlık, beyaz, berrak. İsterseniz yarasa diyin, isterseniz vampir diyin. Dalgada geçebilirsiniz. Ama ben buyum. Ben aydınlıktan nefret eden birisiyim.

Ruhumu siyaha teslim etmişken benden burada 'ışığı gördüm' diye sevinmemi koşmamı istemeyin. Ben güzelliklerin adamı değilim. Ben yalnızlığın adamıyım. Siyahın oğluyum.

Şimdi bana doğru yürüyen kalabalığa ne demeli. Cidden nasıl boktan bir rüyadayım ?! Ah pardon. Kabus.

Uyandırın beni. Şu an ilk defa uyanmak istiyorum.

"Uyandırın beni !!"

Kendi kendimi uyandırdım. Ne güzel...
Bağırarak uyanmak fazla kilişeydi değil mi ? Böyle soluk soluğa terlemiş bir şekilde.

Üzgünüm ama hayatın kendisi kilişe.

Kendimi o kabusa rağmen fazlasıyla sakin hissediyordum.

Sakin demişken...

"Lanet olsun Kris ! Ne yaptın bana ?!"

Sakinlik bende geçiciydi.. Normal olarak aklıma dolan anılarla da bağırmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

My StrawberryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin