"2 gün sonra" 🐿️

121 8 11
                                    


yatağımda huzursuzca döndüm ve gözlerimi açtım. susuzluktan dilim damağıma yapışmıştı. yatakta doğruldum ve telefonumu elime alıp saate baktım. saat 03:37 ydi. terliklerimi ayağıma giydim ve ayağa kalkıp ışığı açtım.

kolidorda ilerledi ve mutfağın ışığını açtım. sessiz bir şekilde ilerliyorum çünkü junkook uyuyordu.

suyumu içtim ve yukarı kata çıktım. içimde nedensizce junkooku görme isteği olmuştu. adımlarım junkookun odasının önünde kesiştiğinde yavaşça kapıyı açtım.

junkook odasında değildi.içeri girdim ve etrafa bakınmaya başladım. banyodamı diye banyoya baktım fakat yoktu.

içeride uyumuş olamazdı. çünkü onu mutfağa giderken görmemiştim.

odama gitmek için kapıdan çıktım ve kapıya dönüp kapıyı yavaşça kapattım.

arkamı junkooku görmeyi beklemiyordum. bir anda karşıma çıkmasıyla korktum ve junkook üzerime gelerek eliyle azımı kapattı.

şaşkınlıkla ona bakarken elindeki suyun üzerime döküldüğünü anlamamıştım bile.

ıslanan beyaz tişörtümü es geçerek junkooka cevap verdim.

"s-sadece ne yapıyorsun diye bakmaya gelmiştim."

junkook ıslanan tişörtüme bakarak sırıttı ve bana bakıp "su içmeye gitmiştim." dedi. başımı salladım ve junkook neden hala ıslanan tişörtüme baktığını anlamıyordum. ama önemsemeyerek "ben üzerimi değiştiririm" dedim.

"uykun yoksa yanıma gelir misin?" diye sorduğunda başımı salladım ve odama doğru ilerledim.

ışığı açıp ıslanan tişörtüme aynadan baktım.
s!kt!r, tişörtüm beyazdı ve ıslanıp içimdeki siyah sütyenimin görünmesine sebep olmuştu. ve junkook bunu görmüştü. aaa! kafayı yiycem! bide yanıma gel demişti ben nasıl gidicem şimdi yanına. utancımdan yerin dibine girmek istiyordum.

üzerimi çabucak değiştirdim ve junkookun kapısının önünde dikildim.derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

junkook beni görünce gülümsedi.yavaş adımlarla yanına gittim ve yatağın başında dikildim.

junkook yatağında kayarak yanındaki boşluğu patpatladı "otursana" dedi.

yavaşça yanına oturdum ve ince pikeyi açık bacaklarıma örttüm.

"neden bu saatte uyanıksın?" diye sordu junkook. "su içmek için kalmıştım." dedim kısaca. gülümseyerek başını salladı. "film izlemek ister misin?" diye bir soru attı ortaya. başımla onayladım ve junkook ayağa kalkıp masasının üzerindeki bilgesayarı yatağa koydu.

bir film seçtiğinde dikkatlice izlemeye başladım.

filmin yarısında gözlerim uykuya hasrer kalmışcaslına kapanıyorken açık tutmak için daha da zorlamadım ve gözlerimi kapattım.

\🐰\

gözlerim bilgesayardayken omzumda bir anda bir ağırlık hissettim. omzuma baktığımda uyuyakalan roseanne yi görmeme suratımda ani bir gülümseme belirdi. filmi durdurdum ve bilgisayarı kapatıp yanımdaki küçük sehpaya koydum.

roseanne nin başını yavaşça tuttum ve başını yastığa dayadım. roseanne ye doğru döndüm ve elimi kıvırıp başımın yanına koyup onu izlemeye başladım.

uzun kirpikleri ve pürüzsüz yüz hatlarıyla adeta muazzam görünüyordu. gözlerim dudaklarına kaydığında içimde istemsizce oluşan öpme isteğine dur demeye çalışıyordum. fakat dizginlemesi o kadar zordu ki. sertçe yutkundum ve sırt üstü yatıp gözlerimi yumdum.

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

roseyi uyurken izlemeyi o kadar çok isterdim kii😢

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

roseyi uyurken izlemeyi o kadar çok isterdim kii😢

bu bölüm nasıldı sizce?

lütfen oy verip yorum yapın

ı love you❤️😘

love? (rosekook) Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon