🐿️

103 7 8
                                    

eve geldiğimizde kendimi koltuğun üzerine attım ve junkook da yanıma gelip yayıldı. okulun bu kadar yorucu olduğu aklıma gelmezdi. karnım kurt gibi açtı ve bitkin hissediyordum.

junkooka döndüm ve "kook ben açım" diye söylendim."bendee."diye sitem ettiğinde koltukta doğruldum ve mutfağa doğru ilerledim.ramen yapmaya karar verdim ve gerekli malzemeleri çıkarıp hazırlamaya başladım.

mutfağa giriş yapan junkook" ne yapıyorsun? "diye sorduğunda" ramen."diye kısa bir cevap verdim." yardım ediyim mi?" diye sordu. düşünüyormuş gibi bir mırıltı çıkarttım ve" aslında herşey hazır, ramenin tadına bakar mısın Bi?" junkook ramenin tadına bakarken üst dolaptan iki tane tabak almak için parmak ucuna çıktım ve en altta olan iki tabağı çekiştirdim. çekemeyip iki elimle çekmeyi denedim ve çekmemle diğer tabakların üzerime doğru yıkılması bir oldu. gözlerini sımsıkı kapattım ve kafamı hafifçe kollarımın arasına gömdüm.

fakat hiçbir yerimde bir acı yada kırılan tabak sesleri yoktu. gözlerimi yavaşça açtım ve başımı kaldırıp tabakları yerine iten kollara baktım. junkook dolabı geri kapattığında arkamı döndüm ve arkamda duran junkookla karşılaştım.elimdeki tabakları arkamdaki tezgaha bıraktım ve tekrar junkooka döndüm. "iyi misin?" diye bir soru sorduğunda başımla onu onayladım ve tezgaha yaslanıp onu daha net görmeye çalıştım. bir adım daha atarak bedenlerimiz birbirine değdirdi ve kollarını iki yanımdan tezgaha dayadı.

yüzünü hafif eğerek yüzüme yaklaştırdı ve gülümseyerek" ramen güzel olmuş" deyip arkamdaki tabakları aldı ve arkasını dönüp ilerledi. tuttuğum nefesimi geri verdim ve şoktan çıkmaya çalıştım. junkook ramenleri tabaklar koydu ve masaya koyup "hadi gel biraz daha beklersem açlıktan seni yiycem."dediğinde sandalyeyi çekip oturdum ve yemeye başladık.

~

üzerime pijamalarımı giydim ve yatağıma uzandım. telefonumdan slow bir müzik açıp kısık sesle söylemeye başladım.

yarın erken kalkmam gerekiyordu çünkü okul vardı bu yüzden uyuyup dinlenmem gerekiyordu.

gözlerim yavaş yavaş kapanırken şarkı söylemeyi bıraktım ve gözlerimi kapatıp uyudum.

junkook

televizyonu kapattım ve ayağa kalkıp odama doğru adımladım. roseanne bir  saattir ortalıkta yoktu ne yapıyordu acaba.

adımlarımı onun odasına yönlendirdim ve az aralıklı kapıyı açıp kafamı kapıdan uzattım.

kısık sesli bir müzik çalıyordu ve yatağında yatıyordu. odaya girip yatağın üzerindeki telefonu aldım ve müziği kapattım. uyuyan roseanne ye baktım ve gülümsedim.

roseanne nin üzerini örttüm ve odadan çıkmak için adımladığımda onun sesini duydum.

"junkook?"

"hm?"

"nereye gidiyorsun?"

"odama?"

"uyuyacak mısın?"

"hı hı."

"bu gün benimle uyumaya ne dersin?"

şaşkınca suratına baktım. o ciddi miydi yoksa rüyasında mı sayıklıyordu? "emin misin?" diye bir soru sorduğumda yarım açık gözleriyle beni onayladı. roseanne örtüyü kaldırıp yanına yatmam için "gelsene?" dediğinde gülümsedim ve yanına yatıp gözleri kapalı bir şekilde bana dönük roseanne yi izledim.bu yakınlık kalbime iyi gelmiyordu. bir anda belime sarılan el ve göğsüme yaslanan başıyla kalp atışlarım hızlandı. elimi saçlarına götürdüm ve okşamaya başladım." iyi geceler kook." dediğinde,"iyi geceler güzelim." dedim.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
love? (rosekook) Where stories live. Discover now