18. Bölüm

55.4K 3K 1.6K
                                    

*KAANDAN*

Şu an okula, Defnenin yanında gidiyorum. Babamın söylediği şeyden sonra ne yapacağımı bilemiyorum. Demek ki abim sahalara geri dönmüştü. Düşmanları bile Defneyi bildiğine göre artık Defneyi bir an bile yanımdan ayırmamam gerekiyor. Her an her şey olabilir.

Abim 7 yıl önce İngiltereye gitmişti. Gitmesinin sebebi ise; burda babamın işlerine o bakıyordu dolayısıyla herkes ona düşmandı. Yani ortadan kaldırmak istiyorlardı. Babamda bunu engellemek için onu zorlada olsa yurtdışına gönderdi. Ama abim orda da rahat durmamış ve aynı işlere devam edip kendini bütün dünyaya tanıtmış. Galiba düşmanları da Defneyi öğrenmişti. Eğer düşmanları öğrendiyse zaten kendisi de öğrenmiştir.

Şu an 28 yaşında olması lazım. Açıkçası korktuğum bir konu daha var. Eğer abim geri dönerse Defneye dokunmamıza bile izin vermez. Hepimizin 2 katı kadar kıskançtır o. O Defneyi doğduğunda bile görmemişti. O zamanlar yatılı bir kursa gidiyordu. Ama onun öldüğünü duyduğunda ortalığı birbirine katmıştı. 'Ben daha onu bir kere bile göremeden gidemez' diye ağlayıp duruyordu. Ama onu ondan sonra hiç ağlarken görmemiştim.

Defneye de bir abisi daha olduğunu söylememiştik. Hatta abime bile Defneyi bulduğumuzu söylememişti babam. Sonuçta öğrenirse gelmek istiyecekti ve babam bunu hâlâ tehlikeli buluyor.

Bunları boşverip önüne geldiğim okula girdim. Hemen Defnelerin sınıfına çıktım. Sınıfa girdiğimde Demirle konuşuyorlardı. Yanlarına gidip oturdum.

Demir bana Defnenin çizimlerini gösterdi. Cidden kalemi çok iyi. Bu beni mutlu etti. Sonuçta benim kardeşim ve bana benziyor.

Yemeğe gideceğimizi söylediğimde ayaklandılar. O sırada Ateşi gördüm. Ona da gelmesini söyledim. Sonuçta hem Defneyi kurtarmıştı hem de artık birlikte çalışıyoruz.

O da beni onaylayınca arabalara doğru ilerlemeye başladık.

.
.
.

*DEFNEDEN*

Arabada giderken dikkatimi etrafımızda ki arabalar çekti. Noluyor lan? Yoksa biz ajan filmlerinin çekimlerinde mıydık? Saçmalamayı bir kenara bırakıp abime döndüm.

"Bu arabalarla bizim bir ilgimiz var mı?" abimin gözünden bi ara endişe geçsede kendini toparlayıp konuştu.

"Evet abicim, bir sıkıntı çıkmasın diye tedbir aldık." dediği şeyin saçmalığına gülmek istesemde kendimi tuttum.

"Ne tedbiri 'ajan P'? Yoksa Dr. Doofenshmirtz' ü basmaya mı gidiyoruz?" dedim alayla. Benim bu dediğimle Poyraz abi ve ben anırarak gülmeye başladık. Diğerleride anlamayarak bize bakıyordu. Demek ki Poyraz abimde Phineas ve Ferb izliyordu. Bana yumruğunu uzattı. Bu defa bende onunla yumruğumu tokuşturdum. Bu sırada biz hâlâ anırmaya devam ediyorduk.

Bi an Kaan abim bana döndü. Gözleri gülüşüme gitti, daha doğrusu anıran suratıma. Ve bir süre daha bakıp gülümseyerek önüne döndü. Bende şu ajan arabalarını çoktan unutmuştum zaten.

.
.
.

Araba bir restaurantın önünde durunca gerildim. Ben böyle yerleri sevmem ki. Emirle ben daha çok fast- food mekanlarını tercih ederdik. Sonuçta bi insanı patatesten daha fazla ne mutlu edebilir? Hiç bir şey! Pardon bi de çikolata vardı. Her neyse, konumuz bu değil.

"Burda mı yiyeceğiz cidden?" diye sorduğumda herkes arabadan inmişti bile. Hatta Ateş bile yanımıza gelmişti.

"Neden güzelim? Buranın yemekleri güzeldir. Ama istersen başka bir yere de gidebiliriz." diyen Batu abime döndüm. Yhaa şapşik şeyy. Lan ağzıma vurucam şimdi. Şapşik şey ne aq?

Abilerim ve İkizim ||tamamlandıWhere stories live. Discover now