36. Bölüm

38K 2.4K 1K
                                    


*DEFNEDEN*

Ne olmuştu bana? Gebermiş miydim? Mantıksal olarak bunu düşünebildiğime göre beynim hâlâ işlev görüyordu. Yani yanlış alarm hacılar. Yine geberemedim.

Şiddetli bi kol ağrısı yüzünden uyanmıştım. Daha doğrusu sadece uykudan çıkmıştım. Gözlerimi açamıyordum. Eğer açarsam bu acılar beni ağlatırdı. Hemde deli gibi.

Ne olacaktı bana? Hiç bir şey olmamış gibi devam edebilecek miydim? Sanmıyorum. Şu an düşünemiyorum. Tek düşündüğüm şey gitmek. Yani bu dünyadan gitmek...

Etraf sessizdi. Çıt bile çıkmıyordu. Galiba hastanedeydim. Başıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum. Ama yüzümü buruşturunca bu defa gerilmiş olan kaşım ve dudağımın kenarına ağrı girdi. Bu da inlememe sebep oldu.

"K-küçük iyi misin?" dedi birisi. Bu Kuzeydi. Sesi titrek ve korku dolu çıkmıştı. Gözümü açmaya zorladım.

Geçen iki dakikanın ardından gözlerimi zorlada olsa açmıştım. Oda karanlıktı. Işıklar kapalıydı ama koridorun göründüğü camdan içeri ışık giriyordu ve bu da odanın loş olmasını sağlıyordu. Galiba geceydi.

"Küçüğüm iyi misin? Doktor çağırayım mı? Ağrın çok mu fazla?" diye sordu yine. Sesi yan tarafımdan geliyordu. Kafamı ona çevirdim. Zor oldu. Çünkü boynum bile ağrıyor!

Bana korku ve hüzün dolu bakışlarıyla bakıyordu. Gözlerimi ondan çekip odaya baktım. Hepsi buradaydı. Koltuklarda ve sandalyelerde uyuyorlardı.

Kuzey neden uyumadı ki?

Kafamı tekrar ona çevirdim. Bana bakıyordu hâlâ. Boğazımı öksürerek temizledim. Ama bunu yaparken bile canım çok yanmıştı. Ağlayacağım.

"A-ağrım var. Ama geçer." dedim kısık sesimle. Ağlamaktan ve yeni kalktığım için kısılmıştı galiba.

"Bekle hemen doktor çağırıp geliyorum." dedi ve kapıya yöneldi.

"Gerek yok." dedim düz sesimle. Konuşurken canım yanıyordu. Benim dediğim şeyle durdu ve bana döndü.

"Nasıl gerek yok? Ağrım var dedin?" dedi ve yanıma gelmeye başladı. Onun sorusunu es geçtim.

"Emir nerde? Haberi var mı?" dedim. Şu an en çok ihtiyacım olan şey oydu. Üzülmüştür bana. Onu üzmekten nefret ediyorum.

"Burda. Hava almaya çıkmıştı. Gelir birazdan." dedi. Sonra ekledi. "Korktum. Korkuttun." dedi ve yutkundu.

Tam üstüme sarılmak için eğilirken kendimi geriye çektim. Bu canımı oldukça yakmıştı ama şu an ona sarılmak istemiyordum. Ya da onlardan birine.

"İyi misin?" dedi. Yüzüne döndürdüm bakışlarımı. Hayal kırıklığı ve hüzün vardı. Ama şu an cidden istemiyordum. Hemde hiç.

"Emiri istiyorum." dedim yine düz sesimle. Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı.

"Bekle burda bir yere gitme, çağırıp geliyorum." dedi. Alay mı ediyordu? Görmüyor muydu halimi? Ne halde olduğumdan haberi var mıydı?

"Sanki bir yere gidebilirmişim gibi konuşma." dedim kısık sesimle. Daha kolumu bile kaldıramıyordum. Nereye gidebilirdim ki?

"Küçük deme öyle. İyi olacaksın." dedi yalvarır gibi. Yüzüne bakmadım. O da bir süre bekleyip çıktı odadan.

Ne yapacaktım cidden? Bu izlerle ve acıyla mı yaşayacaktım? İstemiyorum. Hiç bir şey istemiyorum.

Kapının hızla açılmasıyla bakışlarımı o tarafa çevirdim. Emirdi. Gözleri gözlerimi buldu. Kızarmıştı güzel gözleri. Ağlamıştı. Benim için ağlamıştı.

Abilerim ve İkizim ||tamamlandıDär berättelser lever. Upptäck nu