4

1.4K 205 249
                                    

Ertesi günde aynı yere gittim. Ertesi günde ve ertesi günde. Biliyordum işte, canı sıkıldığı için benimle biraz takılıp eğlenmiş sonra da gitmişti. Biliyordum böyle olacağını. Yine de eksiklik hissetmedim değil. Alışmaya başlamıştım sanki?

Ama bir insan bir şeye ortalama 66 günde alışırmış. Ben çocuğu toplasan bir haftadır filan görüyorum. Komik.

Gözlerimi kapatıp rüzgarı yüzümde hissettim. Biraz soğuktu. Ayrıca 3 gündür beresini de yanımda getiriyordum ki geri verebileyim. Bana vermesin diye kendi beremi de takmıştım üstelik.

Gözlerimi açtığımda tabi ki karşımda bana gülerek bakan bir Minho görmeyi beklemiyordum.

"Hmm, bence beni bekliyorsun?"

"Evet çünkü bereni vereceğim."

"Sırf bunun için mi?"

"Hmhm. Sen neden 3 gündür gelmiyorsun?"

Yüzü biraz asılmıştı. Yanıma otururken bacak bacak üstüne attı ve gözlerini karşıdaki parka dikti.

"Arkadaşlarımla tartıştık."

"Tartışmanız 3 gün mü sürdü?"

Dudağının kenarıyla gülüp bankta bana doğru biraz kaydı.

"Hayır. Sadece etkisinden çıkamadım bir süre. Çok yakınız ve... bilmiyorum, onunla kavga etmek istememiştim."

"Peki şimdi ne yapacaksınız?"

"Yollarımızı ayırmaya karar verdik."

"Hiç arkadaşın kalmadı mı yani?"

"Hayır, bir sürü arkadaşım var. Ama o farklıydı."

"Sevgilin miydi?"

"Ne? Hayır. Nereden çıktı?"

"Sanki sevgilinmiş gibi konuşuyorsun. 'Yollarımızı ayırdık.','O farklıydı.' gibi ifadeler genelde sevgililer için kullanılır."

"Hiç sevgilin oldu mu ki biliyorsun bu kadar şeyi?"

Gözlerini kısmış bana bakıyordu.

"Yoo. Doğru düzgün arkadaşım bile olmadı. Sadece... düşününce tahmin edebiliyorsun."

Kaşlarını kaldırıp anladığını belirtti.

"Her neyse. Arkadaşın olmazsa kötü hissetmez misin?"

"Berbat hissediyorum."

Tavsiye vermekte iyi değilim. Birisi kötü hissettiğinde sadece sarılıp onun yanında olduğumu belirtmek isterdim. Ama hiç böyle birşey yapamamıştım. Kimseyle bunu yapacak kadar yakın olamamıştım. Tıpkı Minho gibi.

Elimde tuttuğum beresini kafasına geçirdim. Saçları gözlerini kapatınca ellerimle onları kenarlara ayırıp görmesini sağladım.

Yine dejavu görmüş gibi hissettim. Gözleri, bakışlarındaki tanıdıklık kafamı karıştırıyordu.

Başım tekrar ağrımaya başladı.

Minho bana parlayan gözlerle bakıyordu. Ona yakınlık göstermem hoşuna gitmişti sanırım. Tabi, tanıştığımızdan beri soğuk nevale gibi oturuyordum yanında.

"O da seni senin onu sevdiğin kadar seviyorsa barışırsınız bence. Neden birbirinizi sevdiğiniz halde yollarınızı ayırasınız ki?"

"Bilmem. Büyük bir kavgaydı."

"Suçlu hissediyor musun?"

Biraz tereddüt etti.

"Belki biraz."

autumn story °minsung°Where stories live. Discover now