5

1.4K 188 284
                                    

"Sonbahar ve kış geçtikten sonra beraber denize gidelim mi?"

Bu soruyu beklemiyordum. Minho ile 2 ayı aşkın süredir konuşuyor ve bu parkta buluşuyorduk. Hyunjin'in söylediklerini dinlemiyordum. Çünkü Minho'yla çok iyi anlaşıyorduk ve içimden bir ses onu bırakmamam gerektiğini söylüyordu.

"Denize mi?"

"Hmhm."

"Peki. Gideriz."

"Jisung artık bana güveniyor musun?

"Sanırım evet. Neden?"

"Sence de artık bu parkta buluşmayı bırakmamız gerekmiyor mu? Artık kışa girmek üzereyiz ve ben üşümeye başladım çünkü."

"Nereye gideceğiz ki?"

"Yakınlarda çok tatlı bir kafe var?"

Tereddüt etsem de bende artık üşüyordum. Sanırım kışları artık bu parkta buluşamayacaktık.

Kafeye geldiğimizde bir yere oturduk ve klasikleşmiş sohbetlerimizi yaptık.

"Arkadaşınla hala barışmadınız. Ne meraklıymışsınız küsmeye. Benim arkadaşım olsaydı kaybetmemek için herşeyi yapardım."

Minho küçük bir kahkaha fırlattı.

"Sanırım birbirimiz olmadan daha mutluyuz. Eğer gerçekten arkadaşım olsaydı sevdiğim kızı gözümün içine baka baka öpmezdi."

Gözlerim kocaman oldu. Ağzımdaki kahveyi yüzüne püskürtmemek için zor tuttum kendimi. Bunu bana söylememişti.

"Ne!? Gerçekten mi!? İnanmıyorum. Bunu cidden yaptı mı?"

Kafasını sallayıp onayladıktan sonra diyecek birşey bulamayıp şaşkınlıkla kafamı cama döndürdüm. İnanılmazdı cidden.

Şaşkınlık duygusunun derinlerinde bir yerde kalbimin kırıldığını hissettim sanırım. Nedeni hakkında hiçbir fikrim yok. İçime öküz oturmuştu. Geçer diye bekledim ama geçmedi. Aldırmadım. Geçerdi sonuçta, değil mi?

"Bunu söylememiştin. Bende sizi barıştırmaya çalışıyorum aptal gibi."

"Hayır, artık önemli değil. Kıza birşey hissetmediğimi anlamamı sağladı."

"Nasıl yani?"

"Kızı öptüğünde aklıma ilk gelen en yakın arkadaşımın neden bana böyle bir kötülük yapmış olduğuydu. Kızı önemseseydim aklıma ilk gelen sevdiğim kızın başkasını seviyor olduğu olurdu. Beni kızdıran arkadaşımdı. Kız değil."

Anladığımı belirtircesine kafa salladım. Biri bana birşey anlattığında kafa sallayıp soru sormaktan başka birşey yapamıyordum. Ama karşımdakini gayet iyi dinliyor ve anlamaya çalışıyordum. Belki de bunu dışarı vuramadığım için benimle kimse konuşmuyordu.

"Denize gitme fikri nereden çıktı bu arada?"

"Ha, o mu? Bilmem. Seninle sadece parkta buluşmak değil de daha fazla şey yapmak istiyorum."

Yine diyecek birşey bulamayıp kahvemi yudumlamaya devam ettim.

"Bana soyadını hala söylemedin Jisung."

"Evet sende bana."

"Sen söylersen söylerim."

"Ne yapacaksın soyadımı?"

Aslında güvenmediğimden filan değildi. Söyleyecektim çünkü ona güveniyordum zaten. Sadece eğleniyordum.

"Bana hala güvenmiyor musun? Sanırım alındım. Merak etmiştim sadece."

autumn story °minsung°Where stories live. Discover now