56.Bölüm(Kaybedenler)

342 18 147
                                    

Kaybedersin... Bu hayat kaybedenlerle dolu bir dünya. Kazananların ardına bakmadığı bir dünya. Umursamaz karanlık bir dünya. Sevdiklerimizi kaybettiğimiz yalan dünya. Yalnız kaldığımız korkunç bir dünya. İki kutupdan oluşan bir dünya. Karanlık ve aydınlık. Ya kaybedenleriz ya da kazananlar. Biz o karanlıktaki yalnızlıktan yana olan kaybedenleriz. Nefretimizin kustuğu çukurlarda büyüdüğümüz bir dünya burası. Hep dışlandık, hep hor görüldük. Kendi iplerimizde boğulduk, şuan kendi sevdiklerimiz tarafından öldürülüyoruz. Bu sahte gökyüzünden süzülürken, her türlü günahın olduğu yere çarpmaktan korkmuyoruz artık. Öğrendik, bu acımasızlığı, nefreti, ihaneti, kusurları, üzüntüyü, çaresizliği. Bu hayal bataklığına gömülürken, ittiler... Korkumuz itti. Bataklığın sonu, çaresizliğin başlangıcı gibi, Ölüme gidiyor.

Yazardan...

-Bir sorun mu var memur bey?(Ryuuji)

-Evet... Malesef var Furuyalar...

Korku dolu gözlerini birbirine diken Kota ve Ryuiji arasından Ouzou geçmiş ve arkaya gitmişti. Koltuğa oturmuştu.

-Bu sefer ne yaptınız?(Ryuuji)

-Bu sefer gerçekten bir şey yapmadım.(Kota)

-Hayır hayır öyle bir şey değil aslında bu anne ve babanız hakkında.(Polis memuru)

Kota ve Ryuuji'nin gözleri yeniden buluştu. Sorgular gözlerle bakarken arkadakiler de onlara bakıyordu.

-Anne ve babam hakkında mı nolmuş?(Kota)

Memur yutkundu ve kafasındaki şapkayı çıkardı. Biraz yaklaştı Furuyalara doğru.

-Anne ve babanız... Bu sabah... Evlerinde ölü bulundular.

"Çaresizlik mi... O bendim işte bak. Nefret mi... O da bendim... Üzüntü veya korku da... Ölüm ise asla olamazdım."

Ryuuji gözlerini Memura dikmiş bir şekilde şok olmuş bekliyordu. Ağzını aralamak, ve konuşmak istedi... Ama boğazı düğümlenmişti... Konuşamadığı gibi kendini ayakta tutmaya yetmeyen bacakları da boşaldı bir anda ve yere doğru dizlerinin üstüne çöktü.

-Bu... Bu... Nasıl bir şaka böyle.

Gözleri faltaşı gibi açık olan Kota, Ryuuji'ye nazaran bir iki kelime söyleyebilmişti.

-Keşke... Şaka olsaydı.

Kota sinirle memurun yakasına yapıştı.

-BU NASIL BİR ŞAKA BÖYLE! KENDİNİZE GELİN SİZ HİR POLİS MEMURUSUNUZ! BÖYLE ŞAKALARA TAHAMMÜLÜM YOK!

Kota onu her sarsışında memur ona karşılık vermiyor sadece üzgün gözlerle bakıyordu.

-BİR ŞEY DESENE BE ADAM!!!

-Üzgünüm gerçekten...

-SANA KAÇ KERE DİĞECEĞİM. BÖYLE ŞAKA OPMAZ DİYE! KES SESİNİ DİYORUM VE BANA GERÇEK OLAYI ANLAT!

Tagi ve Auto onu yaşlı gözlerle memurdan kopardığında hala bağırıyordu. Hala debeleniyordu. Bina sesiyle inliyordu resmen. Yıkılacak gibiydi... Bina yıkılsa ne olurdu ki? Ruhlar çoktan ezilmişti bile.

Reika Ryuuji'ye doğru eğildi ve ağlayan Ryuuji'ye sarıldı. Hiçbirşey demeden... Çünkü Reika da konuşamazdı. Boğazında bir iğne vardı... Her nefes alışında batan bir iğne...

Auto ve Tagi salonun karşısında Kota'yı duvasa yaslamışlardı. Kota sinirinin yerini hafif gözyaşlarına bırakırken Tagi bu acıya dayanamamıştı... Gözyaşları sel olurken Auto o damlaları bırakmayacaktı... O yaşamıştı bunu... Bu sefer olmazdı. Gözlerini dolduran yaşlarını bırakmayacaktı. Kota ya bir anlık sarıldı ve sırtını sıvazladı. Kota ona tepki veremiyordu... Şokun etkisiyle...

TOZLU AŞKWhere stories live. Discover now