BÖLÜM_3

7.8K 189 19
                                    

Zihnim uyanmam için emir veriyordu adeta. O kadar halsizdim ki gözlerimi açmaya üşeniyordum. Korku tüm bedenimi sarmaya başlamıştı. Nasıl olurda ben bu hale düşerim. Oysa ki Benim kimseye zararım olmadığını düşünüyordum. Bu işte bir yanlışlık olmalı yanlış kişiyi kaçırdılar kesin diye  düşünüyordum.

Gözlerimi hafif aralamaya çalıştım etrafa bakıyordum. Bomboş bir oda da yerde yatıyordum. Yerde yatmaktan vücudum adeta kaskatı kesilmişti. Kolumu oynatmak bu kadar zor olmamalıydı. Duvarları beyaz renkte boyanmış olan bu boş oda beni fazlasıyla geriyordu. Kaç saatir yemek yemiyordum hiç bir fikrim yoktu. Ama midem bu sürenin çok uzun olduğunu hatırlatmak istercesine yanıp bulanıyordu. Ağzımda iğrenç bir tat vardı resmen kusacak durumdaydım. Olanlar zihnimde bir bir canlanmaya başladı adamın canlı canlı yandığı o üç katilin gülüşleri ve benim yere yığılışım. Sanki beynim bunları bana hatırlatarak daha fazla acı ve daha fazla korku yaşatmaya çalışıyordu ve başarıyordu. İstemsizce tekrar ağlamaya başladım engel olamıyordum.

Gücümü toplayıp ayağı kalktım az birşey sendelesem de bu düşmeme sebep olmadı. Önümde bulunan bu beyaz odaya renk katan siyah çelik kapıya yöneldim. Açmak için elimi kapının koluna attım kesin kilitliydi ama deneyecektim. Ve açmaya çalıştım ama oda ne açılıyordu kilitli değildi. Buna sevinmem mi gerekiyordu yoksa kapının arkasında beni ne beklediğini bilmediğim için korkmam mı gerekiyordu. Tabiki de zihnim korkmamı tercih etti.

Tüm cesaretimi toplayıp kapıyı çektim ve açtım. Kafamı dışarıya doğru uzattığım da kocaman bir salonla karşılaştım. Kiremit rengi ve açık kahve tonlarında kocaman koltuklar ortada camdan yapılmış şık bir sehpa uzun abajurlar ve şömine gerçekten kim dizayn etmişse zevki oldukca iyiymiş.Etraftaki aksesuarlar göz alıcıydı. Kafamı toplayıp salona doğru korkak adımlar atmaya başladım. Etrafta kimse görünmüyordu. Ta ki arkamı dönene kadar öyle sanıyordum. Baranın yanında bulunan o iki adam elleri ceplerinde beni süzüyorlardı. Kalbim hızla  çarpmaya başladı.İçlerinden biri diğerine göre daha uzun boylu ve yapılıydı bembeyaz teni koyu kahve saçları ve bal küpü renginde gözleri vardı. Diğeri ise yanındaki adama göre biraz daha kıssa ve zayıftı siyah saçları ela gözleri vardı hafifte esmerdi. Oldukca yakışıklıydılar. Ama neden böyle kanlı bir hayatı tercih ettiklerini aklım almıyordu.

Bal küpü renginde gözleri olan adam bana bakarak hafif sırıttı ve konuşmaya başladı.

" Ada dün gece çok çabuk pes ettin hemen bayıldın " dedi gülüyordu ama ben bunda gülünecek birşey göremiyordum. Yanındaki ela gözlü olan çocuk ona dönerek.

" Çağan saçmalama nekadar dayanmasını bekliyordun ki" dedi gülerek. Demek bal küpü rengine sahip olanın adı çağan dı. Ela gözlü olanın adı ne diye merak ederken çağan merakımı gidermişti bile.

"Akay kardeşim en azından adam küllere dönerken izlemesini isterdim " dedi isimlerini tam olarak ezberlemiştim. Baran, Çağan, Akay aklımın bir köşesine yazdım bir mucize olup kurtulursam polise vericeğim isimlerdi bunlar. İkisi birbirleriyle sohbet ederken araya girdim.

" Ne istiyorsunuz" çağan konuşmayı devralmıştı.

" Baran seni istiyordu ve aldı" dedi. Etrafta baran yoktu.

" Baran kim ben onu tanımıyorum bırakın gidiyim" dedim bu sıradada ağlıyordum. Akay bana bakarak.

" Ağlamayı kesermisin sulu gözlü kızlardan nefret ederim" dedi. Elimde değildi korkudan boğazıma bir yumru oturmuştu yutkunamıyordum bile.

" Bakın be-ben kimseye birşey yapmadım ve sizleri tanımıyorum lütfen" dedim ama ikiside oralı olmadılar.olduğum yerde evin kapısına göz gezdirdim yakınımdaydı. Dikkatlerini dağıtıp Hızlı koşabilirsem belkide kaçabilirdim.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin