25

1.3K 146 354
                                    

/bu bölüme az yorum gelirse sizi protesto ederim/

Sipariş ettiği lahmacunları özenle masaya bırakıp laptopından izleyeceği filmi açtı Seokjin. Taehyung'a açılmasından bu yana 2 gün geçmişti ve bu koskoca zamanda bir kere bile yazmamıştı. O yüzden bu akşam kendine moral gecesi yapıyordu.

"Amk Taehyung'u." diye söylendi lahmacunların paketini açarken. Yanındaki salata kabının içinde limon olmadığını gördüğünde dehşetle bakakaldı. "Bu resmen lahmacunlarıma hakaret lan!" diye bağırırken mutfağa koştu ve bir limon kesip geri geldi. Çok da abartmamak lazımdı.

Koltuğuna kurulup laptopını kucağına çektiğinde içine salatayı tıkarak dürüm haline getirdiği lahmacunundan bir ısırık alacağı sırada telefonuna bildirim gelmişti. "Bana şu lahmacunu bi türlü yedirmeyen hayat daha neler yapmaz ki." diye iç çekerek söylendiğinde elindekini önündeki tabağa koyup elini eşofmanına sildi ve telefonunu eline aldı.

Bilinmeyen numara
Eğer çok sevdiğin Taehyung'una bir zarar gelmesini istemiyorsan konservatuvar bölümüne gel. Hemen!

Jin
Kimsin amk

Bilinmeyen numara
Geldiğinde tanışacağız Jin :)
Sakın geç gelme. Yoksa... :)

Gergince yerinde doğruldu ve düşünmeye başladı Seokjin. Ya biri ona şaka yapıyordu ya da biri kekliyordu. İkisinin de aynı şey olduğunu fark ettiğinde tam olarak rahatlamadan yatmaya devam etti. Ancak gerçek olabileceği düşüncesi aklına geldiğinde yerinden fırlayıp odasına koştu ve pijamalarından kurtuldu. Taehyung'u kurtarmaya giderken tabi ki pijamayla gitmeyecekti.

Evin anahtarlarını ve telefonunu cebine sıkıştırırken arabasının anahtarlarını aldı ve evden dışarı çıktı aceleyle. Üniversite çok uzakta değildi ama hızlı olması gerekiyordu bu yüzden arabayla gitmek daha mantıklıydı.

Normalde sürdüğünden daha hızlı sürüyordu. Taehyung'a bir şey olma düşüncesi sandığından daha çok korkutmuştu onu. İçi dehşetle kavrulurken beyninde canlanan acımasız görüntüler gözlerini doldurmaya yetiyordu.

Üniversiteye giriş kapısının önüne rastgele arabasını bırakıp koşarak konservatuvar bölümüne gitti. Dışarıdan hiçbir sınıfın ışıklarının açık olmaması ve içeriden herhangi bir ışık kaynağı gelmemesi daha da korkutuyordu onu. Koşan adımları giriş katı bulduğunda ürkütücü ortam yüzünden ürpermişti.

Az ileride yanıp sönen floresan dışında ışıklar yanmıyordu ve sanki biraz sis vardı. Cebinden telefonunu çıkarıp flaşını açtığında yerdeki kan izlerini gördü. Çığlık atmak isterdi ancak izlediği onca korku filminden öğrendiği bir şey vardı ki, böyle anlarda asla ses çıkartmaman gerekirdi. O yüzden sessizce kanın gittiği yola doğru yürüdü. Uzaktan gelen kapı gıcırdama sesiyle olduğu yerde donup kaldı. Yavaşça omzunun üzerinden kafasını çevirip o tarafa baktığında hiçbir şey olmadığını fark etmesi daha da korkutmuştu.

Derin nefesler almaya çalışarak kan izlerini takip etmeye devam etti. Merdivenlerden yukarı çıkıp üst kata ulaştığında bu katta da ışıkların yanmaması bütün binada durumun böyle olduğunu düşünmesini sağlamıştı. Kanlar bu katta da devam ediyordu. Seokjin içinden hatim indirmekle meşgulken adımları yavaş yavaş sona yaklaşıyordu.

İzler sonunda bir sınıfın önünde kaybolduğunda pratik odası olduğunu gördü. Hangi manyak Taehyung'u kaçırıp burada tutardı ki?

Ay Hoşt Ulan |TAEJIN|Where stories live. Discover now