Güvendesin

780 101 47
                                    

Zhanın gözleri Yibonun sorusuyla kocaman açılmıştı.Geri geri giderek yibodan uzaklaştı.

" Hayır! B-ben burda yatarım."

Zhanın panik hali Yiboyu keyiflendirmişti.

" İyi sana yastık ve battaniye getireyim."

Zhan kısa bir " hm " ile onu onayladı.Yibo da hızla odasına ilerledi. Zhan koltuğa oturmasından kısa bir süre sonra yibo odaya elinde battaniye,çarşaf ve yastıkla dönmüştü.
  Elindekileri zhanın eline tutuşturup " Bir şeyler karıştırayım deme silahımla uyuyorum canını yakarım" diyip odasına geri dönmüştü.

Zhan elindekilerle öylece yiboya bakakalmıştı.Daha sonra battaniye ve yastığı
kenara bırakıp çarşafı sermeye başladı.

" Bir şiylir kiriştirmi silihimli iyiyirim cınini yikirim.Aptal!"

   Söylenmeye devam ederken yatağını hazırlamış ve uzanıp üzerine battaniyeyi örtmüştü.
...

Saatlerdir bir sağa bir sola dönmesine rağman uyuyamadı Zhan. Uyumak istesede korktuğu için uyuyamıyordu yanında da uyku ilacı yoktu. En sonunda oflayarak kalktı.Aykalarını süriyerek mutfağa ilerledi,buzdolabını açıp bir şişe soğuk su çıkardı.Tam suyu içmek üzereyken,kapıda dikilmiş onu izleyen figürü görmesiyle korkup geriye doğru sıçradı.
  Yibo yarı uykulu bir şekilde şaşıran Zhana bakmış ve gözlerini devirmişti. Savsak adımlarla dolaba doğru yürüdü,bir şişe suyu alıp içmeye başladı.

Zhan ağzı o şeklinde ,gözleri kocaman açılmış bir şekilde;Yibonun suyu içerken hareket eden adem elmasını izledi.

Bilinçsiz bir şekilde  dudaklarını yalayıp,büyükçe yutkundu. Bu sırada Yibo bir şişe suyu bitirmiş,donup kalan Zhanın yanından geçip boş şişeyi çöpe atmıştı.
  Yibo Zhana döndü,

"Neden uyumadın?"

Zhan ona yöneltilen soru ile kendine gelmişti
.
" Şey... Ben uyku ilaçlarım olmadan uyuyamam."

Yibo duyduğu cümle ile tezgaha ilerlemiş üstteki dolaplardan birini açmış ve küçük bir cam şişe çıkarmıştı.
  " Bazen uyku sorunu yaşıyorum o yüzden elimde bu ilaç var. Olur mu?"

Zhan Yibonun elindeki şişeye baktı,daha önce kullandığı bir ilaçtı.
" İşe yarar" diyip ilacı aldı. Bir tane avucuna döküp elindeki suyla beraber yuttu. Hızla teşekkür edip uyumak üzere koltuğuna döndü.
  Yibo bu davranışını garip bulsada bir şeyler söylemeye vakit kalmadan Zhan çoktan mutfaktan çıkmıştı. Yibo da daha fazla oyalanmadan odasına döndü.

3 saat sonra

Zhan gözlerini açmaya çalışmış ama tek bir noktadan gelen sarı ışık bunu engellemişti. Ellerini kullanıp ışığı engellemek istedi fakat ellerini,hatta ayaklarını bile hareket etriremiyordu. Yiboya seslenmek istedi fakat ağzının bir bant ile kapatıldığını farketti.Zorla gözlerini açtı,ışktan bir şey göremiyordu ama evde olmadığını rutubet ve benzin kokusundan anlamıştı. Ayak sesleri duydu ve ardından elinde bıçak olan bir karaltı gördü. Dehşete kapılmadan önce bir kişinin daha ayak seslerini duydu. Elinde bıçak olan karaltı ona yaklaştıkça çırpınarak ondan uzaklaşmaya çalıştı fakat nafileydi. Hala çırpınırken karnında bir acı hissetti. Korkudan kalbi deli gibi atarken acıyla nefesi kesilmiş gözleri dolmuştu.Tekrar nefes almak üzerekeyken karnında bir darbe daha hissetmişti.Acıdan aklını kaybetmiş,boğuk hıçkırıklarla  ağlama başlamıştı ve daha fazla dayanamamış göz kapaklarını yavaşça kapatmıştı.

...

  Zhan derin bir nefes alarak ve yerinde sıçrayarak gözlerini açtı. Kanter içide kalmış,derin nefesler alıp veriyordu. Panikle koltuktan kalktı,kapıya koştu ve hıçkırıkları arasında kilitli kapıyı öylece asılarak açmaya çalıştı.
  Çıkan gürültüye uyanan Yibo hemen yastığının altındaki silahına sarılıp salona koşmuştu. Deli gibi ağlayarak kapıyı açmaya çalışan Zhanı gördüğünde silahı kenara bırakıp Zhanın yanına koştu.
Kollarındam sıkıca tutup  onu kapıdan çekti fakat  Zhan hala çırpınıyor ve ağlayarak kaçmaya çalışıyordu.
Zhanın güçlü çırpınışları yüzünden en sonunda dengelerini kaybedip yere düşmüşlerdi.
Yibo Zhanı sıkıca tutup yüzünü görecek şekilde çevirdi.

  " Xiao Zhan! Xiao Zhan bana bak ! Sakin ol!"

Zhan Yibonun ona bağırışına rağmen hala çırpınıyor,ağlıyor ve nefes almakta güçlük çekiyordu.Bunlara ek olarak sürekli ölmek istemediğini sayıklıyordu
.
   Yibonun gittikçe gücü tükenmiş,Zhanı tutmakta zorluk çekmeye başlamıştı ve o anda aklına gelen ilk şeyi yaptı.
  Bir elini Zhanın ensesine çıkarıp onu kendine daha çok çekti ve sertçe dudaklarına yapıştı.

Dudaklarında hissettiği baskı ile sık sık aldığı nefesleri kesilen Zhan yavaş yavaş sakinleşmiş ve öpücüğe karşılık vermeye başlamıştı. Zhan tamamen sakinleştiğinden ve artık nefesleri yetmeyen ikili yavaşça birbirinden ayrıldı.Yibo hala Zhanı sıkıca tuyuyordu. Bir süre sessizce birbirlerine baktılar. En sonunda Zhan toparlanmaya çalışmış fakat kriz sırasında gücü tükendiği için hareket edememişti.

Bunu farkeden Yibo Zhanı kucağına alıp yavaş harekerlerle koltuğa taşıdı.
Onu yatırdıktan sonra mutfaktan su almak için hareketlenmiş fakat Zhan kalan gücüyle Yibonun pijamasını tutup asılmıştı.
  Baygın gözler ile Yiboya bakarken bitkin sesiyle,

"A-acıyor,b-b-bıçak" diyebilmişti.

Yibo endişeli ama alçak tonda " Neresi?" Diye sordu.

  Zhan karnını işaret etmiş ve gözlerindaki yaşları tutmayı bırakmıştı. Yibo nazik hareketlerle Zhanın karnını açıp bakmış bir yara görmediği için rahat bir nefes almıştı.
  Zhan yine hıçkırarak ağlamaya başladığında Yibo onu kaldırarak kendine çekip,sarılıp, yüzünü boynuna gömmesine ve tekrar sakinleşene kadar orda ağlamasına izin vermişti.
  Yavaş ve sık hareketlerle sırtını sıvazlamış ve kulağına sürekli aynı şeyleri fısıldamıştı.

" Geçti,ben burdayım,güvendesin."

  

Believe | yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin