57. Affet...

3.2K 316 408
                                    


Keyifli okumalar son 3... O yıldızı parlatalım ama ya...

Rüya'nın "Bitti mi?" sorusuna başını sallayarak onayladı.

Bitmişti... Bütün tehlike bitmişti de onlar bitemezdi.
Yanıldığını kendi kafa sallamasıyla aynı şekilde karşılık verip
"Tamam... En kısa zamanda ailemin yanına gitmek istiyorum." Cümlesiyle fark ediyordu.

Rüya kendisinden birkaç adım uzağında durduğunda görevden her döndüklerinde yaptığı gibi gelişi güzel bedenini bir göz taramasından geçirip az önce çıktığı kapıdan tekrar eve girdi.

Serkan zor bir sınavın başlangıçta olduğunu bilerek suçlu çocuklar gibi aralık bırakılan kapıdan girip karısını takip etti. Hamileliğinin son dönemlerini geçiren karısının paytak paytak yürüyüşünü, merdivenleri çıkarken derin nefes alışverişlerini, yirmi basamaklı merdivende üç defa soluklanmasını tarif edemediği hislerle izledi. Çok şey kaçırmıştı çok... Hamile olduğu haberini nasıl verecekti kim bilir? Acaba aşermiş miydi.? Ya burada istediğini bulamadıysa... Allah'ın dağında bir başına hamile kadın. Off Off... Serkan düşündükçe kendi bile çıkmıyordu işin içinden.

Beş dakika sonunda çıkabildikleri merdivenin başında karısını gören halasının
"Paçi niye çıktın? Geliyordum zati." Demesiyle durdular.

Rüya halasına cevap vermeden odaların olduğu kata çıkmak için yönelmişken, Asiye Hala da kızının gözlerinin dalgalanma sebebini fark etmişti nihayet. Yeğenini sağ salim yuvasında görmenin sevinciyle sıkı sıkıya sarıldı kolları arasına sığdıramadığı yeğenine.

"Hoş geldin kuzum. Hoş geldin evine." Derken bir yandan da fark ettirmemeye çalışıp kolunu, sarıldığı belini, başını yaslandığın göğsünü yarası beresi var mı diye kontrol etmeye çalışıyordu. Son zamanlarda uykularından gördüğü kabuslarla sıçrayarak uyanıp bir daha uyuyamayan Rüya'nın korkmayacağından emin olsa 'Çıkar ula tişörtünü der' bu zahmete hiç girmezdi de. Gelin kızın uzun zamandır hali hiç iyi değildi.

Asiye Hala ne kadar fark ettirmemeye çalışsa da kot kafalı yeğeni inadına duyurmak ister gibi gözlerini üst katın merdivenine yönelmiş karısından ayırmadan,
"İyiyim yaralı falan değilim." Diyordu.
Yaralı ceylanda kocasının konuşmaya başladığında attığı adımla beklemiş cümlesi bitince merdivenleri çıkmaya devam etmişti. Aylar sonra birbirini gördüklerinde kırgınlığı özlemine ağır basan çifte zaman vermek için ayak altından çekilmek lazımdı da nasıl?

Yeğeni gelmese komşusuna çaya gideceklerini hatırlayınca Rüya'ya
"Paçi ben az Gülbeyaz'a gideyim. Ayıp olmasın hazırlık etmiştir şimdi kızlar. Gelirim bir saate." Diye seslendi. 'Tamam' yanıtını alınca yanında küskün duran yeğenine üzülse de hak etmişti bu hamsi.
"Sen de git gönlünü al. Nasıl olacaksa artuk. Sakın üzerine gitme zorlanıyor zaten, kizum üzülürse kapıya koyarım demadi dema." Diye uyarısını yaptıktan sonra 'Hamsi kafali' diye söylenerek yeğenin salonun ortasında bırakıp gitti.

....

Odaya girdiği gibi dolaptaki eşyalarını yatağın üzerine çıkarmaya başladı. Serkan tehlike bitti diyordu... Bitti... Bir yanı Serkan'ı haklı görürken diğer yanı yaşadıklarını, bütün bunlarda yalnız bırakılmasını kabul edemiyordu. Bir kere bile aramamış, merak etmemişti. Rüya İstanbul'dan buraya geldiğinde Serkan'ın geleceği fikrine o kadar bağlanmıştı ki günler geçip gelmesi biryana sesini dahi duyamadıkça her şeyi sorgular hale gelmişti.

Çocuklarını güvende tutabilmek köyden bile dışarı çıkmamıştı. Annesini özledikçe Halasına sığındı. Hakan'ın güvenli yollarıyla yaptığı aramada dayanamayıp ağladığı akşamın sabahında Hamza gelmiş olmasaydı bu kadar dayanamazdı da. Nefes nefese yaptığı işe biraz soluklanmak için ara verdiğinde Serkan'da odaya girmişti. Göz göze gelmemeye özelikle dikkat edip yatağın kenarına oturdu. Gecesi gündüzü olan adam yanında oturmuşken sarılamıyordu.

Adresim Aynı( Tamamlandı)Where stories live. Discover now