Keyifli okumalar....
Sabahın beşinde hastane koridorunda boncuk gibi dizilmiş, hemşirenin odadan çıkmasını bekliyorlardı. Gece yarısı Yavuz’un ortalığı ayağa kaldırmasıyla üst kata çıktıları zaman Seda hastaneye gitmemek için diretmişti. İkna edilene kadar başlayan doğumla bebeğini evde Rüya ve Eylül’ün yardımlarıyla doğurmuş, sonrasında dışarıda bekleyen ambulansla taze anne ve bebeği hastaneye götürülmüştü.
Geceden ayakta olan apartman sakinleri de arkadaşlarını yalnız bırakmayıp peşlerine takılınca hastane koridoru sabahın erken saatinde alışılmışın üstünde bir kalabalığa ev sahipliği yapıyordu.
Odanın kapısı aralanıp içeriden çıkan hemşirenin kapısını aralık bıraktığı odaya önce Yavuz girdi.Dışarıdaki kalabalık odaya giriş izni aldığında ikişerli sırayla ziyaretlerini gerçekleştirdikten sonra evlerine gitse de demirbaş listesinde Mirza odadan daha doğrusu bebeğin beşiğinin başından ayrılmadan beklemiş, mucizeye bakar gibi sarı tutamları olan avuç içi kadar bebeğin uyumasını izliyordu.
Aklından geçenleri sesli söylediğinin farkında bile değildi.
“ Dayısının paşası... Sen ne güzel şeysin be. Ah ulan! Yer elmasını ikna etsem bundan bir tane de ben yaparım. Anca engel atsın çatal dilli cadı.”
Ensesinde hissettiği nefesle arkasına döndüğünde yatakta yatan Seda, yanında Yiğit, ensesini tutan Yavuz’u görmesi bir oldu.
“Ne var lan? Ne bakıyorsunuz ?”
“Öt lan çabuk!”
“Ensemi bi bırak abi. Anlatacak bir şey yok ki neyi öteyim?”
Yavuz “Mirza delirtme abi beni. Az önceki yer elmasını ikna falan ne oluyor? Bana bak bu Rüya’nın arkadaşı falan değildir umarım.”“Güzelmiş.”
Seda ; “Ne güzelmiş?”“Bu aşk dediğiniz meret güzelmiş işte... Yavuz, bugün İstanbul’a gidiyorum akşama dönerim.”
Yiğit’in Meltem’le sevgili oldukları dönemde her hafta Trabzon’a gitmesin atıfta bulunup,
“Ooh! Ne güzel sen de orayı su yolu yap.. Tam olsun.”Yiğit “ Kız niye engel attı? Onu anlamadım.”
Mirza “ Yaptım bir öküzlük, o da defterimi dürüp elime verdi. Oldu mu?”Cevabı gülmesini saklamadan ama uyuyan meleğini uyandırmaktan sakınarak sessiz kalan Yavuz verdi.
“Olmuş olmuş çok güzel olmuş hem de. Aferin kıza... Ben onun notunu seni bi temiz dövdüğünde vermiştim zaten.”“Hadi lan ordan! Notunu vermiş miş ... “ diye atarlansa da aklına o gün geldiğinde yüzündeki tebessümü engellemedi. Yerden bitmenin birinden resmen dayak yemişti.
.....
Aynı gün öğleden sonra İSTANBUL
Mirza bir saat önce gelmiş kahvesini içerken berberin boşalmasını bekliyordu. Müşteriyle ilgilenirken aynadan göz göze geldiğinde kafasını sallayan gence kaşlarını çatıp,
“İşine bak aslanım! Bak ense yamuk oldu.” Diye azarladı.“Abi, bugün gelin başı yapacak. Bak ablamı buraya getiremeyiz. Vallahi usturayı aldığı gibi önce seni sonra beni keser, etme eyleme ha abim."
Elif’ten korkan zavallı gencin yalvarmalarını hiç umursamadan,
“Sağ faulü çok yukarı çıktın bak. Bana laf yetiştireceğine abiyle ilgilen.” Dedi.Rüya ve Serkan’ın nişanlarından sonra izinde olan Mirza ailesinin yanında kaldığı süre zarfında nasıl olduğunu anlamadan mahalleye her gün gelmişti. İlk geldiği gün elinde tatlısı çarşı esnafıyla tanışmak için kahvehaneye gitmiş. Tacizci olmadığını Hamza ve Hakan’ın anlatmalarına ek kendi de tekrar anlatmıştı.
Yarım saatin sonunda kahve önünde cadde esnafından babası yaşların da biriyle tavla oynarken etrafına topladığı kalabalığın iddiaya tutuşturacak kıvama getirmişti.
YOU ARE READING
Adresim Aynı( Tamamlandı)
General FictionHayatın pamuk iplikleriyle bağlı olduğunu bilmekle yaşamak çok farklı şeylerdi. Rüya hayatının bağlı olduğu pamuk ipliklerini bütün korkularına rağmen elleriyle kopardı. Verdiği karardan kaç defa pişman olurdu? Kim bilir? ...... Hedefin etra...