100K olmuşuz! Teşekkürler. 💃🏼 ❤️
***
Dakikalardır önünde dikildiğim okula sıkıntıyla bakarken yanımda duran Buse'nin kolunu dürttüm. "Buradan geri mi dönsek?" diye sordum ardından. Bakışları bana dönerken göz devirmekle yetindi. Sonrasında ise beni olduğum yerde yalnız bırakarak bahçeye girdi. O, saniyeler içerisinde gayet de rahat bir şekilde binaya girdiğinde sıkıntıyla ofladım.
"Allah'ım, sen beni Alperen'in alaylarından, bakışlarından, imalarından koru."
Ciddi ciddi dua ettikten sonra ellerimi yüzüme sürttüm. "Ya Allah bismillah." diyerek bahçeye giriş yaptığımda bakışlarım etrafta gezindi.
"Şüpheli bir cisim yok, sevdim."
Binadan içeri giriş yaptığımda hırkamın şapkasını kafamdan çıkarıp saçlarımı ellerimle düzelttim. O sıra karşıdan gelen Meriç girdi görüş alanıma. Acaba o da Alperen'i öptüğümü falan biliyor muydu diye düşündüm bir an. Sonra onun da en son Beyza ve Begüm'ün yanında olduğunu hatırlayınca görmüş olma olasılığının yüksek olduğunu fark ettim.
Yanıma geldiğinde tebessüm ederek başımla selam verdim onu. "Ayılmışsın." dedi gözlerime bakarak. "Yani bir zahmet ayılayım ama dimi?" diye sorduğumda dudakları hafif kıvrılsa da ciddi bir hâle büründü hemen. "Neyse, görüşürüz sonra." O yanımdan giderken kısa bir süre arkasından baktım. Birazcık soğuk davranmış gibi gelmişti ama şu an bunu umursayacak durumda değildim. O yüzden tekrardan yürümeye devam edip sınıfın yolunu tuttum.
Yaklaşık bir iki dakika içinde sınıfın önüne geldiğimde başımı uzatıp içeriye göz attım. Alperen'in yeri boştu. Rahat bir nefes alıp bizimkilere baktım tek tek. Begüm, hâlâ Görkem'in yanında oturuyordu. Yavuz ise her zamanki gibi onu izliyordu. Bakışlarımı yavaşça Beyza ve Tarık'a çevirdim. Beyza, sıraya başını yaslamış öylece dururken Tarık da oldukça durgun gözüküyordu.
Acaba o olaydan sonra gün içinde birbirlerine nasıl davranacaklardı merak ediyordum.
Daha fazla olduğum yerde dikilmeyip sıramın oraya gittim ve Beyza'yı kalkması için dürttüm. Başını bana çevirdiğinde hiçbir tepki vermeden oturduğu yerde yana doğru kaydı. Hemen geçip yerime oturdum. O sıra Begüm koştura koştura yanımıza geldi ve Yavuz'un yanındaki boşluğa oturup bize döndü. Bakışları kısa bir an Yavuz'a kaysa da kendini toplamıştı.
İkisi de hâlâ barışmak için bir girişimde bulunmamıştı. Tabii Yavuz'un Begüm'ün yanına gitmelerini saymazsak. Gerçi bunun dışında başka ne yapabilirdi bilmiyordum. Oflayarak bakışlarımı etrafta gezdirdim. O sıra Burcu ile göz göze geldik. Kendisi o kavgadan sonra bir daha ne bize ne de Yavuz'a bulaşmıştı. Tek yaptığı şey uslu uslu okula gidip gelmekti.
"Günaydın!"
Ne ara geldiğini anlamadığım Alperen'in sesi kulaklarıma dolarken oturduğum yerde duvara doğru döndüm ve başımı da öne doğru eğdim.
Lütfen benimle muhattap olma, lütfen benimle muhattap olma...
"Ee Alperen." dedi Begüm imayla. "Nasılsın görüşmeyeli?" Bakışlarım ona dönerken sinsice sırıtıp tekrardan Alperen'e döndü. Derin bir nefes alıp verdim ve hocanın bir an önce derse gelmesini diledim.
"İyiyim, sen nasılsın?"
"İyi diyelim iyi olsun."

YOU ARE READING
GÜZEL KIZ |texting|
Teen Fiction0537 *** ** **= Ne demiş Kaan Boşnak 0537 *** ** **= Bilmem kime gücendin hadi gel anlat bana 0537 *** ** **= Değişmem gülüşünü tüm dünya benim olsa da 0537 *** ** **= Her kim ki seni üzüp üstüne ağlatırsa 0537 *** ** **= Bir damla su vermem çölle...