3.Bölüm "Ruh İpine Dolanan İlmek."

32.3K 1.7K 1.1K
                                    


Bölüm Şarkıları;

Backstreet Boys - Incomplete

Tame Impala- Eventually

Ceylan Ertem - Zalım

"Geçmişinin ipine bağlı kalbi, dolanır durur hatıralara, tıpkı yumak gibi."

🌧

3. Bölüm

"Ruh İpine Dolanan İlmek."

Bazen korku benim için yalnızca bir duygu olurdu, hissedemediğim, sanki hissedersem kendime ihanet edeceğim. Bilirsiniz, hayatının her anında sırtını duvara yaslayıp destek almış ve doğrulup devam etmiş insanlar asla korkmaya hakları olduğunu düşünmezlerdir. Bu hata gibi gelir.

En azından bana şimdiye kadar öyle geliyordu fakat saat gece üç sularında, Yakarış Çıkmazı sokağında silahlı bir çatışmanın ortasında kalana kadardı bu.

Ve aynı zamanda Dinçer'in polis olduğunu öğrenene kadar.

Ben kaldırımın bir köşesinde yaşadığım şaşkınlığı kırık bir bardaktan yudumluyorken, o bardağın keskin tarafı dudaklarımı kanatsa da bu şaşkınlığı yudumlamaktan kendimi alıkoyamadım. Dinçer, vurduğu adam Adaş'a müdahele ediyordu. Üzerindeki ceketi dikenlere asarak kopartmış ve yarasına bastırmıştı. Diğer suçluların hepsini ise kelepçelemişti ve arabaya yaslamıştı.

Bense hareket etmiyor, öylece bakıyordum. İşte, obsesif kompülsif bozukluğun belirtilerinden biri de buydu. Bazen hayal etseniz ağlayacağınızı düşündüğünüz anların içinde olduğunuzda bile kafanızdaki düşünceler o kadar iç içe geçmiştir ki yaşadığınız an'a, o an yaşanan ne varsa odaklanamazsınız. Ben yine aynısını yaşıyordum ama tuhaf olan Dinçer'in buna karşı ağzını dahi açmamış olmasıydı.

Birkaç siren sesi sokağa dağıldığında Dinçer ayaklandı ve gözleri sokağın başına kaydı. İki polis arabası arka arkaya gelmişlerdi. Hızlıca araçlar durdu ve ellerinde silahlarıyla iş arkadaşları arabadan çıktılar. Fakat gördükleri görüntüyle birlikte durmak zorunda kaldılar.

"Komiserim?"

Komiserim.

Dinçer'in yüzünde çözemediğim ifadeler karmakarışıktı, şaşkın polislere ufak bir bakış attı ve "Sonunda Mehmet," diye mırıldandı iğneleyici bir sesle. "Sonunda."

Mehmet dediği polisin gözleri bana kayarken diğer polisler, araca yaslanmış diğer adamları çoktan arabaya tıkıştırmaya başlamışlardı. Dinçer'in de bakışları aynı şekilde bana kayarken mezarlıkta tabutun içinde gömülü olan babamdan tek farkım hâlâ nefes alıyor oluşumdu.

"Sivil mi?" diye sordu Mehmet, onlara bakmıyordum ama ikisinin de odak noktasının şu an ben olduğumun farkındaydım. Sessiz kaldım, tırnaklarımı avuç içime batırdım ve sustum.

"Öyle," dedi Dinçer, bunu dedikten yaklaşık üç dört saniye sonra siren sesi yeniden sokağı sardı, ambulans sokağa giriş yaptı ve saniyeler içinde yerde yatan Adaş'ı sedyeye kaldırıp, ambulansın içine bıraktılar. Yaşanan her şey sanki birer rüya gibi geliyordu.

Ben belki de uyuyakalmış ve sadece bir kabusu çok gerçekçi bir şekilde yaşıyordum.

Sokağa inen insanlar, az önce girdiğim kafedeki çalışan, amcalar ve meraklı teyzeler hepsi soru soruyor ve bir yandan da yerdeki kan izlerine bakarak vahvahlıyorlarken yanımda bir bedenin varlığını hissettim, hemen ardından o bedenin sahibi su dolu pet şişeyi kucağıma bıraktı.

GÜL AHKERİWhere stories live. Discover now