1.Bölüm: En acı düşüş.

3.5K 368 1.6K
                                    

Merhaba.

Nasılsınız?

NOT: Yeni halini de lütfen okuyun. Hikayenin temel noktasında bir değişiklik yaptım. Geri kalan çoğu şey aynı ama bu bölümü okursanız, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ve lütfen yorum yapın. Eski hali ve yeni haliyle ilgili bir kıyaslama yaparsanız, sevinirim ^^ (Her gün 17'de eski bölümlerin yeni halini atacağım İnşALLAH)

Şimdi hikaye hakkında kısa bir bilgi vereceğim, lütfen okuyun benim için ÖNEMLİ.

İlk haliyle 2570 kelimelik bir bölümdü şimdi 3000 kelimeyi geçmiş. Hikayenin asıl konusu bu bölümde belli olacak. Fakat şöyle ki, bu hikayede aşk, aile, arkadaşlık, abi-kız kardeş ilişkisi gibi şeylerin hepsi olacak. Yani hepsi bu kitabın konusuna dahil.

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın lütfen <3

İyi okumalar dilerim.

1

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

1. Bölüm: En acı düşüş.

'Siz hiç çığlınızla sessizliğinizin arasında sıkışıp kaldınız mı?'

_

Kolumdaki saate bakarak sıkıntılı bir nefes verdim. Bakışlarımı bulunduğum ıssız ormanlık alanda bir kez daha dolaştırdım. Gecenin neredeyse ikisinde burada benim ne işim vardı? Normal bir yerde konuşmak varken bu saatte beni ölsem kimsenin ruhunun duymayacağı yere neden çağırmıştı, bilmiyordum. Ama yavaş yavaş korktuğumu hissediyordum.

Son bir kez kolumdaki saate baktım ve oturduğum taşın üzerinden kalktım. Gitmeye yeltendiğim sırada birinin adımı seslenmesiyle durdum.

"Arden?"

Bakışlarımı ses gelen tarafa çevirdiğimde karşımda onu gördüm.

"Sonunda geldin demek." diyerek yavaş adımlarla ona doğru yürümeye başladım. "Neden normal bir saatte normal bir yerde buluşmak varken, bu saatte beni böyle bir yere çağırdığını öğrenebilir miyim?"

"Kimseye görünmeyelim istedim."

"Bunun için kimsenin gitmeyeceğine emin olduğumuz bir kafe seçebilirdin."

"Neden bu kadar abarttın ki?" dedi ve güldü. "Korktun mu yoksa?"

Sinirle güldüm.

"Neden korkacağım?" dedim ve konuyu değiştirmek amacıyla ekledim. "Artık asıl konuya geçelim bence."

"Asıl konu?"

"Asıl konu senin hayatımı mahvediyor oluşun." dedim sert bir ses tonuyla. "Ben sana güvendim!"

"Senin hayatını mahvettiğim falan yok." dedi umursamaz bir tavırla. Daha sonra yanımdan geçerek gidip benim az önce kalktığım taşın üzerine oturdu. "Bence sen her şeyi fazla abartıyorsun."

ARAFDove le storie prendono vita. Scoprilo ora