27. Bölüm: Mezarlıklarını taşıyan cesetler.

478 98 83
                                    

Merhaba. Nasılsınız?

Çok uzatmayacağım. Oylamayı unutmayın ve de bol bol satırarası yorumlar yapın lütfen..

Yukarıdaki müziği mutlaka açalım. Eğer olmuyorsa, (çoğu kişide kapanıyor sanırım) sevdiğiniz herhangi bir slow müzik açabilirsiniz.

İyi okumalar dilerim.. ^^

 ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


27. Bölüm: Mezarlıklarını taşıyan cesetler.

'İçim, güzel olan duygularımın mezarlığı gibi..'

___

Bazı gerçekler yara gibidir insanın ruhunu öldüren. Ateş gibidir ya da insanın hayatını cehenneme çeviren. Cesettir bazı yaralar, bir ya da birkaç hayatı mezarlığa dönüştüren. Gerçekler.. Bazı gerçekler öğrenilmemelidir hiçbir zaman. Tıpkı bizim öğrendiğimiz gerçek gibi. Öğrenilmemeliydi. Öğrenmemeliydik. Ya da herkes öğrenebilirdi ama Alaz öğrenmemeliydi.

"Alaz.." diye fısıldadım, gözyaşları içinde usulca ayağa kalktım fakat zorlandığım için bir elim hâlâ koltuk kenarındaydı.

Alaz donakalmış bir şekilde Emine hanıma bakmaya devam ediyordu. Kafasını iki yana salladı ağır ağır. Geri adım atacakken tökezledi ve son anda sol elini kaldırıp duvara tutundu. Soluğu kesilmiş gibiydi. Boşta kalan elini kalbine götürdü. Aklından neler geçiyordu bilmiyordum fakat büyük bir felaketi izliyor gibiydim. Alaz gözlerimin önünde yerle bir oluyordu, bir enkaza dönüşüyordu.

Göğsündeki eli yanına düşerken doğruldu ve duvardaki elini çekip saçlarına geçirdi. Çok kısa bir an bana baktı, ne düşündü, aklından ne geçti anlayamadım. Alaz aniden hareketlenip, evden çıktı. Ben bir an afallasam da anında peşinden gitmek için aceleyle ben de çıktım.

Hızlı adımlarla yürümeye başladı, bense ona yetişmeye çalışıyordum. Onların evinin önüne gelince Alaz arabasına bindi. Arabayı çalıştırırken ben de yanındaki koltuğa geçip oturdum aceleyle. Ne yaptığına ya da nereye gitmek istediğine dair hiçbir fikrim yoktu. Fakat onu yalnız bırakmaktan korkuyordum.

Yüzünü incelediğimde ağlamak istediğini ama kendisini sıktığını fark ettim. Bir şeyler söylemek istesem de cesaretim yoktu. Bunu öğrenmesine ben sebep olmuştum. Kendimi suçlu hissediyordum.

Gözyaşlarım akmaya devam ederken, kafamı cama yasladım. Arabanın içinde yankılanan melodiyle tekrar Alaz'a döndüm. Bir şarkı açmıştı. Birkaç saniye sonra şarkının ses tonunu iyice kaldırdı. Sanki bir şeyleri bu sesle bastırmak istiyordu. Ben ona istemediği bir soruyu sorduğumda da aynısını yapmıştı. O zaman benim sesimi bastırmak istemişti, belki de şimdi kendi içindeki sesi ve öğrendiği gerçekleri susturmak istiyordu.

"Nasıl hissedeceğini şaşırmış bir vaziyetteyim." diye başladı şarkı. "Duygular, düşünceler arapsaçına dönmüş. Kimseler üzülmesin diye düşünen o adam ruhunun orta yerinde ölü bulunmuş."

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin