26.Bölüm: Geçmişin kırık evi.

572 103 169
                                    

Merhaba. <3

Normalden daha uzun bir bölüm oldu. 5000 kelimeye yakın. Lütfen satıraralarına bol bol yorum yapın. Benim için önemli bir bölümdü. Ve gerçekten bu bölüm için tepkilerinizi çok merak ediyorum.

Yukarıdaki müziği açalım lütfen..

İyi okumalar dilerim. ^^

___

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

___

26. Bölüm: Geçmişin kırık evi.

'Bu ev darmadağın, benim gibi.'
___

Çocukken 'acaba ikizim yanımda
olsaydı' neler yapardık diye düşünürdüm. Onunla oyunlar oynamanın hayalini kurardım. Ne zaman onunla oyun oynamak istersem, bunun hayalini kurmakla yetinirdim. O kadar kalpten isterdim ki o hayallerimin gerçekleşmesini, hepsinin gerçekleşeceğine eminim diyecek kadar inanıyordum.

Şimdi o hayalleri kuran kız çocuğu büyümüştü. Yıllar geçmişti ve hayat sanki beni yanlış anlamış, Leyal ve bana böyle bir oyun sunmuştu. Bizi, çocukken oynayamadığımız o oyunları telafi etmek istercesine büyük bir oyunun içine sürüklemişti sanki. Kardeşimle beni hayatımızın oyununun içine hapsetmişti.

Bense bir oyunu uzun süre oynayan her çocuk gibi artık bu oyundan sıkılmıştım ve bitirmek istiyordum. Bunun için ilk adımımı bugün atacaktım.

"Gidelim artık Alaz. Bir an önce polise gidelim ve her şeyi anlatayım."

Alaz bir süre tepkisiz kaldıktan sonra başını salladı. Ardından elimi tuttu ve arabaya doğru ilerlemeye başladık birlikte. Kardeşimi kurtaracaktım. İçimde yeşeren umudumla gülümsedim. Alaz şoför koltuğuna geçerken, ben de yanındaki yolcu koltuğuna binmek için kapıyı açtım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle arabaya binmek yerine, cebimden telefonu çıkardım. Leyal'in değil, benim telefonumdu. Ekrana baktığımda kaşlarım çatıldı. Bilinmeyen bir numaraydı.

'Ah Arden! Oyunbozanlık hiç tasvip ettiğim şeyler değil. Özellikle benim oyunumdayken. Bu oyunu başlatan benim Arden, ben ne zaman istersem o zaman biter. Yok eğer bu dediğimi umursamaz ve oyunbozanlık yaparsan ki hiç tavsiye etmiyorum, o zaman oyunun akışını değiştirir ve oyunu bu gece bitiririm. Ama ben bitiririm. Aklımda oyunun sonu için senaryolar canlanmaya başladı bile. Seninle de paylaşmamı ister misin? Mesela, aklıma ilk gelen final, ikizinin cesedini kendi evinin kapısına ya da annesinin kapısının önüne bırakmak oldu. İkinci daha iyi bir seçenek sanki, ne dersin? Annen belki de sen sanır ya da kardeşin olduğunu anlar. Ya da belki kızının cesediyle karşılaşınca dayanamaz ve çok sevgili annen oracıkta can verir. Tüm bunları sakladığın için ablan ve abin yüzüne bakmaz. Yapayalnız kalırsın. Dolaylı yoldan annenin ve kardeşinin katili olursun. Nasıl bir son sence? Benim oyunuma yakışır bir final, değil mi?'

Yutkundum. Alaz'ın bana seslenişleri kulağımda uğultuya dönüşmüştü. Boğuluyormuş hissiyle derin bir nefes aldım ve elimi kalbime götürdüm istemsizce. Kaşlarımı çatıp etrafıma baktım. Kimdi bu mesajı atan? Ne istiyordu benden, bizden, kardeşimden? Neyin içine düşmüştüm böyle?

ARAFWhere stories live. Discover now