Sırtımı duvara vurduğunda inledim. "Hyunjin bu kadar hızlı olmak zorunda mıy-?!" Dudaklarımı kaplayan dudakları ile susturulmuştum. Hyunjin'in teklifini kabul etmiştim. Bunun sebebi ise kötü meleğin dediği gibi ben iki şeyi de ayırt edebilirdim. Tek istediğim Pamuk Şeker'in tadına bakmaktı.Hyunjin beni kucaklamış odama soktuğunda duvara yaslayıp dudaklarıma yapışmıştı ve şu an oldukça derin bir öpüşmenin içerisindeydik. Ellerim yakalarını kavramış daha da çok kendine çekerken şu an yaptıklarımızın akıl kârı olup olmadığını sorgulamıyordum.
Bir eli kalçamı kavrayıp sıkarken arada inliyor ve dolgun dudaklarını dişliyordum. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma inerken ilerleyip beni yatağa yatırdı. Bacaklarımı aralayıp bana uzanmasına izin verdim. Elleri gömleğimin düğmelerine giderken boynuma gömülmüştüm. Bedeninin ağırlığını bana verdiğinde aletimin üstünde sertleşmiş aletini hissediyordum. Tüylerim diken dikendi şu an. "Hyunjin kıtlıktan mı çıktın?" Doğrulup yüzüme sırıttığında bende sırıttım. Uzanıp dudaklarımı öpmüş sonra da üzerindeki tişörtünü çıkarıp fırlatmıştı. Geçen sefer onu üstsüz gördüğümde dikkat etmesem de şu an gövdesinin tam ortasındaki yukarıdan aşağı uzanan harflere göz gezdirdim. Büyük bir ihtimal Japonca bir şeydi. Sormadım. Ama dövmesi gerçekten ona çok yakışıyordu. Tanrım o buram buram cinsellikti.
Kalan düğmelerimi de ben açmış hafifçe yükselip gömleğimi çıkarmıştım. Hyunjin'i tekrar öpmek istediğimde onu da çektim ve geri sırtımı yatakla buluşturdum. Derince bir öpücükten sonra dudaklarımdan sıyrılıp boynuma sonra köprücük kemiklerime ve sonrada meme uçlarıma ulaşmıştı. Meme uçlarıma pürüzlü dilini sürtüp dişleriyle çekiştirdiğinde resmen altında kıvranıyordum. Göğsüme bir hickey bıraktığından emindim ve asla ara vermiyordu. İki göğsümün arasında mekik dokuyarak beni çıkılmaz bir zevk döngüsü içine sokmuştu ve ben şu an bile boşalabilirdim. Sızlayan meme uçlarım dudakları sayesinde şişmiş ve oreolarıyla birlikte dikleşmişti. O da bu görüntüyle tatmin olmuş olacak ki belimde bi süre oyalanmaya başlamıştı. Bense hadi artık sadede gelelim, diye bağırmak istiyordum. Ama o da ne kapı çalmıştı. Hiğ yemek siparişi!
"Hyunjin yemek geldi!"
"Boşver."
"Changbin kalkarsa!"
"Ne olacak?!"
"En fazla buraya gelir sana seslenir.."
Hiçbir şekilde umrunda değildi. Onun yerine pantalonumun kemeri ile fermuarımı açmış ve sıyırmaya başlamıştı. Ayaklarımdan sıyırıp pantalonumu fırlattığımda o da kendi pantalonunu açmış ve ayağa kalkıp çıkarmaya başlamıştı. Yatağımın başındaki komidinin en aşağı çekmecesinin derinliklerinden lube şişesi ile prezervatif çıkarttım. Hyunjin boxerını da çıkartıp geri üzerime uzanırken konuştu. "Sen benden de hızlısın Lixie." Boynuma bir öpücük bıraktığında nedense bu hareketleri aşırı hoşuma gidiyordu. Eğer bu şekilde bu ilişkiyi sürdürürsek itiraz etmek yerine şükür bile edebilirdim.
Altımdaki boxerı çekmesiyle bir an soğuktan ürpersem de üstümde olan sıcaklığı ile rahatlamıştım. Utanmıyor değildim ama artık bunun utanılacak kısmı kalmamıştı. Anormal bir durumun içerisindeydik. Yatağın üzerine bıraktığım şişeye uzanıp açarak eline bir miktar döküp deliğime sürmüş sonra da bir parmağını içime yollamıştı. Tanrım! Gerçekten daralmıştım. Duvarlarım bir parmağını bile sarmalıyordu ve diğerlerine nasıl yetecektim bilmiyordum.
Parmağıyla içimde gelgitler yaparken bir yandan da yüzüme öpücükler bırakıyordu. Bu durumda benim içimi daha hoş ediyordu. İkinci parmağı eklediğinde sırtım dikleşti ve ağzımdan bir inleme çıkardım. Dudaklarıma dudaklarını bastırdığında aralayıp alt dudağımı kavramasına izin verdim. Islak bir şekilde emerken bir yandan da içimde makas hareketleri yaparak dudaklarımdan tiz inlemeler alıyordu. Dudaklarımızı ayırdığında konuştum. "Hyu-Hyunjin.. bu kadar yeter."
Müzip gülüşüyle bana bakarken cevap verdi. "Ne için?" Kaşlarım çatıldığında bir yandan da daha derine itilen parmaklarla dudaklarımı ısırıp ses çıkarmamaya çalışıyordum.
"İ-işte gir." Yanaklarıma dolan kanı hissettiğimde lanet ettim. Resmen Hyunjin'in altında deliye dönüyordum ve bu çok küçük düşürücü hissediyordu.
"O zaman bundan sonra açık konuş bebeğim." Parmaklarını çıkartıp tekrar şişeye uzandığında bir miktar penisine dökmüş ve kavrayıp konumlandırmıştı. Gözlerimi kapattığımda içime giren büyüklük ile sırtım yay gibi gerilmiş ve ağzımdan yüksek bir inleme çıkarmıştım. "Hyunjin.. Hyunjin bekle!"
Ya o çok büyüktü ya da ben tekrardan bakire olmuştum, bilmiyordum ama şu an aşırı zorlanmıştım. "Şşştt böyle hiç keyifli değil." Dediği şeyle kendisini tamamen ittiğinde çığlığı bastım. Changbin'in varlığını tamamen unutmuştum ve şu an sızlayan deliğim yüzünden peşi peşine inlemeler bırakıyordum.
"Sikeyim! HYUNJİN-AHH" yavaş yavaş oynatmaya başladığında bir elim ağzıma gitmiş daha fazla ses çıkarmamak için kendimi tutuyordum.
"Çok kasıyorsun kendini, gevşe biraz Lix." Elimi dudaklarımdan çekmiş ve parmaklarını geçirip kenetlemişti. Üzerime eğilip dudaklarıma öpücük kondurduğunda alt dudağını kavrayıp ısırdım ve tıslamasını sağladım.
"Hyunjin öldüreceğim seni!" Hızı gittikçe artarken bir eliyle belinde duran bacağımı kavramış destek alırken bir yandan da dudaklarımı tekrar esir almıştı. Gittikçe gıdıklanan içimle bu sefer zevkten inlemeye başlamıştım. Dudaklarımızı ayırdığımda alnını yanımdan yastığa yaslamış daha sert bir şekilde hareket etmeye başlamıştı. "O-orası! Ahh devam et!"
Hyunjin sadece güzel bir fiziğe ya da karizmaya sahip değildi. Hyunjin resmen her işte en iyisiydi. Tatlı noktama her hissettiğim baskı da bilincim kapanıyor gibi oluyordu. Resmen hazzın dibine vurmuştum ve şu an kötü meleğin dediklerine teşekkür etmek istiyordum.
Hyunjin'de artık benim gibi inlemeye başladığında daha da fazla zevke gelmiştim. Onun benimkine nazaran yumuşak sesi kulaklarımı dolduruyordu. Arada şakaklarıma öpücük bırakıp dikleşip belimi tutarken daha da derine itiyordu kendini. En son çekilip kaşık pozisyonuna getirdiğinde bizi tekrardan içime girip boynuma başını gömdü. Elim yanağına gidip onu boynuma daha çok bastırırken o da bir yandan penisimi kavramış çekmeye başlamıştı. Ta en başında boşalacağımı düşünmüştüm ve şu an evrene şükürler yağdıracaktım o rezilliği yaşamadığım için!
İçimde hızını arttırıp aletimi daha hızlı çekmeye başladığında ağzımdan yüksek bir inleme bırakmış ve çarşafa boşalmıştım. O da geri çekilip kendini çekmeye başladığında gelmiş ve prezervatifi sıyırıp bağlayarak yere atmıştı. Yatağa yanıma devrildiğinde kafamı çevirip ona baktım. Pembe saçları terlemiş ve tel tel olarak alnına yapışmıştı. Zaten dolgun olan dudakları şu an iki katı boyunda ve muhteşem bir kırmızılıktaydı. Hyunjin gerçekten çok yakışıklıydı!
Bana döndüğünde gülümsedi. Niyeyse beni de gülümsetmişti. Daha iki gündür tanıdığım ve gerçekten sevmediğim bir adamla yatak arkadaşı olmuştum ve artık hayatımda hiçbir şeyde mantık aramayacak kıvama gelmiştim. Uzanıp dudaklarıma öpücük kondurduğunda geri çekilmesini hiç istemedim. "Umarım Changbin duymamıştır."
Dediğim şeyle sırıttı. "Duymuş olsa bile tüm gece bize olan küfürlerini dinlerim." Doğru. Hyunjin, Jisung'un yatağında yatacaktı.
"Git artık."
"Hey daha sabaha çok var!"
"Hyunjin burada ölüye döndüm siktir git!" Yüksek bir kahkaha patlattığında sinirlerim daha da çok bozuldu. Yandan kaptığım yastığı yüzüne geçirdim. "Gitmezsen seni boğarım."
"Tamam, tamam. Yarın görüşürüz güzelim." Dediği şey ile suratımı büzdüm. Bu bana 40 yıl yeterdi bence.
•••
Felix tam bir orospu biliyorum canım okuyucularım
Umarım bölümü seversiniz
Sizi seviyorum
-Jedi