Gecenin En Doğusu

33-Kıskançlık

Bu bölüm, @irem202318 adlı okuruma ithafen yazılmıştır.

----

"Bundan sonra, Utku'yu gördüğün yerde yönünü değiştireceksin." dediğinde direksiyonu sıkmaktan beyazlayan parmaklarına odaklanmıştım. İyi ki ben konuşup onu daha da sinirlendirmeden o girmişti muhabbete.

"Yönümü değiştiremem, çünkü benim tek bir yönüm var. O da Doğu." dedim elini tutup biraz olsun gevşemesini sağlamayı umut ederek.

"Ben ciddiyim Gece."

"Sorun ne?"

"Sorun, senin herkesin aklını başından alan güzelliğin! Bu konuda, aynı anda kaç cephede savaştığımdan haberin var mı?" diye sordu. Bunu yaparken sahiden de cevap bekliyor gibiydi.

Bu tavrına gülmek istemiştim ama Doğu'nun ciddiyeti, bunun tehlikeli bir eylem olduğunu bağırıyordu sanki bana. Bu yüzden,  isteğimi bastırmayı denedim. Zaten yine hızlı gidiyorduk bir de öfkesini perçinlersem bu kez kesin uçardık.

"Kadir birkaç tanesinden bahsetmişti. O kadar da güzel değilim, burada benden daha güzel bir dolu kadın var." dedim samimiyetle.

"Tam olarak, o kadar da güzelsin Gece! Hatta o kadardan da güzelsin Gece! Sen neden bu kadar güzelsin Gece?" Gülme Gece.. Sakın gülme.

"Doğu iltifat mı ediyorsun yoksa azarlıyor musun anlamadım?" dedim gülmemek için dilimi ısırarak.

"Küfür etmemeliyim!" dedi Doğu kendi kendini sakinleştirmeye çalışır gibi. Sonra birden bana döndü bakışları.

"Kadir ne yaptı dedin sen az önce?"

"Ben.. Hiçbir şey. Kadir'in adını bile geçirmedim." dedim bakışlarımı camdan dışarıya çevirerek.

"Neyden bahsetti sana?"

"Hiç. Hava, su, toprak.. Genel şeyler."

"Gece!"

"Ya ne bu sinir? Tamam değiştiririm yönümü, yolumu, her ne haltsa onu. Sakinleş artık. Sen kadınlarla orada burada fink atarken ben bu kadar celallenmedim! Allah Allah! Hayret de bir şey!"

"Emin misin bu kadar celallenmediğine?" dedi tek kaşını kaldırıp. Ben emin değilim Gece.. Sen, hiç abartısız, on kaplan gücündeydin.

"Eminim ya da değilim. Konumuz bu değil. Sen neden bu kadar öfkelisin?" dedim bir sorudan daha kaçarak.

"Sen önce benim sorumlarıma cevap ver. Kadir ne anlattı sana?"

"Tespit ve imha çetenizi anlattı. Şaka gibisiniz gerçekten." dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak.

"Çete?"

"Evet sevgilim, çete. Bu tam bir serseri çete işi."

"Serseri çete?"

"Takılmış plak mısın Doğu, her söylediğimi yineliyorsun? Ne duyduysan o."

"Allah'ım sen sabır ver bana bugün!"

"Her gün Allah'ım, hatta mümkünse; sen benim sabır payımı da Doğu kuluna ver her gün!" dedim sitemle. Tövbe tövbe.. Çarpılacaktık bunun yüzünden!

"Hiç beni dindirme tamam mı? Her fırsatta bin kat öfkeme!"

"Yahu sebebini söylemiyorsun ki, nasıl dindireyim öfkeni? Doğu delirdin mi sen?"

"Delirdim! Delirttiler beni! Ulan biri bitmeden öbürü nasıl başlar! Kısır bir döngüdeyim sanki! S*keceğim topunun belasını! Dallamalar yetmezmiş gibi bir de silah arkadaşım çıktı! Kafa bırakmadılar! Hangi birini düşüneyim? Gece sen neden bu kadar güzelsin!"