Eşcinsellik

Eşcinsellik, aynı cinsten iki kişi arasındaki cinsel ve/veya duygusal çekimi ifade eden bir kavramdır. Eşcinsellik tanımına uygun davranışlar sergileyen kişiler ise “eşcinsel” olarak ifade edilir.

Eşcinsel sözcüğü kendi cinsinden olana ilgi duyan herkes için kullanılır. Yani bu kavram, hem kadınları hem de erkekleri kapsamaktadır.

Eşcinsellik kavramı hem kadınları hem de erkekleri kapsamasına rağmen daha sonraları  lezbiyen, gay, biseksüel ve trans bireylerin çoğalması ve kendini belli etmesiyle bu bireylerin baş harflerinden oluşan LGBT kavramı ortaya çıkmıştır.

TDK'nın çevrimiçi sözlüğüne göre eşcinsellik; “Aynı cinsin bireyleri arasında kurulan cinsel nitelikteki duygusal ya da bedensel bağlılık”, “Aynı cinsiyetteki bireylere karşı cinsel ilgi duymayla belirgin cinsel sapıklık, homoseksüelite” olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere eşcinsellik kavramı “cinsel sapıklık, sapkınlık” gibi açıklamalara maruz kalarak dışlanmış, toplumsal cinsiyete göre tanımlanan normale karşı normal dışı olarak betimlenmiştir.

Eşcinsel sözcüğü ilk olarak 1869 yılında Karl Maria Kertbeny adlı Alman psikolog tarafından bir dilekçede kullanılmıştır.

1892 yılında ise Amerika’da bir tıp dergisinde yayımlanan makalede kavram, tıp terimi olarak yer almıştır.

Eşcinsellere gösterilen tepki kültürden kültüre farklılık göstermektedir. Eşcinsellik çoğu zaman ahlaksızlık, sapkınlık olarak değerlendirilmişse de bazı kültürlerce onaylanmış, eşcinsel bireylere olumlu yaklaşılmıştır.

Kaynak: Türkiye Sinemasında LGBTI Bireylerinin Temsili Ve Nefret Söylemi
Cemre Nur MELEKE