Osmanlı'dan Türkiye'ye Eşcinsellik

146 7 0
                                    

İbn Fadlan’ın “Seyahatname” ve Kaşgarlı Mahmud’un “Divanü Lügati’t Türk” isimli eserleri yoluyla, henüz çok erken dönemlerde, 10. ve 11. yüzyıllarda Anadolu ve Mezopotomya coğrafyasında eşcinsel ilişkilerin var olduğu anlaşılmaktadır.

İbnFadlan, erkekler arası ilişkileri yaşanmış örnekler üzerinden anlatırken Kaşgarlı Mahmud, sözlüğünde ters yoldan cinsel birleşme ve oğlancı ilişki anlamına gelen kötletmek kelimesine yer verir.

Tarihi kaynaklara göre Osmanlı’da eşcinsellik, hem halk arasında hem de sarayda yaygın olarak görülen bir cinsel davranıştır.

Halit Erdem Oksaçan, eşcinselliğin Osmanlı devlet ve toplum yaşamındaki yeri günümüz Osmanlı tarihçilerinin tüm karşı çıkmaları ve yok saymalarına karşın dönemin kaynakları ve yazarlarında açıklıkla anlatılmıştır demektedir.

Oksaçan’ın dikkat çektiği bu durum, egemen kültürün benimsemediği gerçekler karşısında gösterdiği gerçeği dönüştürme refleksiyle ilgilidir.

Osmanlı’da oğlancılık olarak da bilinen eşcinselliğin Orhan Gazi döneminde saraya girdiği, I. Bayezid, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed dönemlerinde de devam ettiği aktarılmaktadır.

Erdal Atabek, Osmanlı Devleti’ndeki dinsel yapıya rağmen eşcinselliğin kınanmayan ve cinsel hayatta yer verilen toplumsal bir davranış olduğunu ancak Türkiye’de genç kuşakların bu konuya bağnazlığa varan bir karşıtlıklatepki verdiğini savunur.

Atabek’in Osmanlı’da eşcinselliğe dair hoşgörülü bir yaklaşım olduğu şeklindeki görüşüne rağmen bir olgunun varlığının hoşgörünün kesin kanıtı olmadığını biliyoruz.

Günümüzde Türkiye’de eşcinsel ilişkiler tanınmasına rağmen bir cinsel yönelim olarak medeni kanunda yer almamaktadır. Türk toplumunda eşcinsellik algısı dini, ahlaki ve sosyal yönlerden olumsuzdur.

Eşcinsellerin toplumsal görünürlüklerinin artmasıyla birlikte bu bireylere yönelik nefret suçlarının sayısında da artış olduğu bir gerçekliktir.

Ali Erol, Türkiye’de eşcinsel hareketin 1980’den sonra başladığını ve özellikle son 15-20 yıllık süreçte erkeklerin eşcinselliklerini ortaya çıkarabildiklerini savunur.

Türkiye’de eşcinsellik adına önemli gelişmelerden ilki 1994 yılında Kaos GL isimli derginin çıkışı ve sonrasında eşcinsel altkültürün bu çatı altında derneğe dönüşmesidir.

Eşcinsel bireylerin 1 Mayıs 2001’de “Eşcinseliz, gerçeğiz, buradayız” pankartıyla alana çıkmaları, eşcinsel bireyler ve hareket açısından ‘görünürlük’ anlamında yaşanan diğer bir gelişmedir.

Bu tarihten günümüze kadar geçen sürede, cinsel kimliğinde direnç gösteren eşcinsel bireylerin sosyal ve hukuki mücadelelerinin ve kazanımlarının devam ettiği görülmektedir.

Kaos Gl resmi sayfa:
https://kaosgldernegi.org/

Kaynak: “Giovanni’nin Odası” Ve “ÇC” İsimli Eserlerde Altkültür Olarak Eşcinselliğin Mekan İmgesi Ekseninde İncelenmesi
Suna AYAN KURDOĞLU

EşcinsellikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin