5.BÖLÜM

23.1K 1K 474
                                    

*YANLIŞ ANLAMA*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*YANLIŞ ANLAMA*

Bazen bir şeyleri kaybedebiliyoruz. Birilerini, çok sevdiğimiz bir şeyi, hatta kendimizi bile. Elimizde artık hiç birşey kalmadığını, bundan sonrasının bir anlam ifade etmeyeceğini düşünebiliyoruz. O an hiçbir şeyimizin olmaması, gelecekte olabilecek olmasından daha baskın geliyor.

Karanlığımız aydınlığımızı gizliyor. Düşünmek, beklemek, ilerlemek, umut etmek yerine kaçmayı tercih ediyoruz. Hiçbir şeyimizin olmamasından kaçmak için, kendimizi bir hiçe çevirebiliyoruz. Böyle hissettiğimiz bir anda yanımızda kimse olmayabiliyor. Kendi kendimize yetemeyeceğimizi düşünüyoruz.

Umutsuzluğun getirdiği yetersizlik hissine zihnimizle meydan okuyamıyoruz. Gidiyoruz, ve kaybediyoruz. Gidiyorsun ve bir hiç oluyorsun...

Peki ya kalırsak ? Ya gülümseyeceğimiz anların geleceği inancı, o an bomboş hissetmiş olmamıza ağır basarsa ? İşte o zaman elinizde bir şeyin olup olmaması, birine yaslanıyor olup olmamanız önemli olmuyor. O anda ki acı o anda kalıyor.
Ve siz ilerliyorsunuz. Hiç bir şey olmamış gibi değil ama hiç bir şey sizi yıkamamış gibi. Yıkmamış gibi.

Rol yaparak öyle çok ilerliyorsunuz ki, kendinizi her şeyin gerçekliğinde buluveriyorsunuz. Bu yüzden bazen, hatta her zaman güzel olacaklar beklemeye değer. Bir kaybedişin getireceği binlerce kazanış, beklemeye değer. Sen ve gelecekte seni gülümsetebilecek her şey... beklemeye değer.

-"Abla ne düşünüyorsun sana sesleniyorum deminden beri"

Barının seslenmesiyle daldığım düşüncelerden çıkarak barına döndüm.

-"Dalmışım öyle günaydın bu arada kardeşim" diyerek yanağından makas aldım.

-"Günaydın abla saat geç olmuş kaldırsaydın keşke ben gidip üzerimi değiştireyim" diyerek odadan çıktı.

Yataktan kalkarak elimi yüzümü yıkadım ve çıkardığım kıyafetlerimi üzerime giyindim. Biraz stres vardı açıkcası. Şimdiden be konuşacağımızı düşünüyor olmak beni gerim gerim geriyordu.

Mesleğime laf edilmesinden asla haz almazdım keza bunlar ailem dahi olsada. Sıkıntılı bir nefes vererek odadan çıkarak aşağıya indim. Herkesi kahvaltı masasında görünce şaşırmadan edemedim ve bekletmeden oturdum.

-"Günaydın"

-"Günaydın kızım" diyerek gülümsedi annem.

-"Kusura bakmayın beklettim sizi" diyerek mahçupça konuştum.

-"Olur mu öyle şey kızım biz beklemek istedik hadi kahvaltı yap" diyerek samimice gülümsedi babam. Bende önüme dönerek kahvaltımı yapmaya başladım.

*GERÇEK AİLEM*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin