Özel Bölüm.

23.5K 765 424
                                    

Merhabalaaar. Küçük bir sürpriz yapmak istedim böyle bir bölümle sizlere. Aslında dün kitabı yayımlayalı bir sene olduğu için dün atacaktım ama nasip olmadı. Bugüne kısmetmiş. Yeni bölüm gelene kadar severek okuyacağınız bir özel bölüm olmuştur umarım diyorum ve sözlerime geçmek istiyorum. 💕

Bu platform da çooook uzun bir süredir vardım. Ama sadece ve sadece bir okuyucu olarak. Yazalı ise koca bir sene olmuş. Sizleri Asaf ve Ayza ile bir sene önce buluşturmuşum. Çok ama çok duygusalım şu an.. Bu bir senede 690 bini geçtik ve iyisiyle kötüsüyle yorumlarınızı hiçbir zaman eksik etmediniz. Desteğinizi de öyle. Zaman zaman aldığım kitabı bırakma kararlarımda her seferinde Asafı ve Ayzayı sevdiğinizi söyleyip yanımda oldunuz. Sizin güzel desteğinizi hissettiğimden şu an bu bölümü atabiliyorum. İyi ki varsınız. Ve iyi ki böyle bir yolculuğa çıkmışım. Umarım yeni serüvenlerde de buluşuruz bir gün.❣️

Bir zamanlar abi olan Asafla, ona aşık Ayzamızı bırakıyorum buraya..

Özel bölüm şarkımızda, Zerrin Özer - Yangınım.

Kesinlikle Ayzayı anlatan bir şarkıydı ve kullanmasam olmazdı.

~~

Sabaha karşı yumduğum gözlerimi zorlukla araladım. Gece ağladığım için şişen gözlerim sızlarken, ağlamaktan yaşlarını kuruttuğum gözlerimin bu halini aşağı indiğim zaman aileme nasıl açıklayacaktım onu düşünmüştüm uyanır uyanmaz.

Hem uyuyalı ne kadar olmuştu sahi? İki mi? Üç mü? Bilmiyordum ve tek bildiğim bir süredir uykunun bana haram kılınmış gibi yakınımdan bile geçmediğiydi.

Bana günlerdir nefes aldırmayan, kalbime bir kaya gibi oturan ağırlığın sebebi yüreğime tutsak olan adamdı.

Ömer Asaf.

Beş senedir uzaktan gizlice sevebildiğim adamım.

Benim kalbime beş senedir tutsaktı. Öyle tutsak etmiştim ki oraya, olmayacağını bile bile kilit vurduğum kalbimin kapısını açıp onu özgür bırakamıyordum. Ömer Asaf öyle işlemişti ki benim kalbime de, aklıma da, ruhuma da, tamamen benliğime karışmıştı. Vazgeçmek zordu bu adamdan.

O imkansızdı, ondan vazgeçmek daha da imkansızdı.

Güçsüzce üstümdeki yorganı atarak oturur bir hal aldım yatakta. Ellerimi yatağa dayayıp, boş boş perdenin tülünden belli olan havaya baktığımda, tıpkı ruhumun da bir süredir olduğu gibi kapalı ve boğucuydu havada.

Uykudan yeni uyanmış sersem ve baygın bakan gözlerimi pencereden çekerek yataktan kalktığımda, başımdaki ağrı uyanır uyanmaz kendini belli etmişti. Bu ağrıda çekilecek bir dert değildi. Ağlayıp duygu boşalması yaşarken sonrasında o kadar çok ağladığım için çektiğim bu baş ağrısında nefret ediyordum. Sürekli kendime ufacık bir şeyde ağlamayacağını söyleyip tembihlesem de bu konuda başarılı olamayıp, onu sevdiğimden bile habersiz olan adamın yine habersizce yüreğime ektiği acılarla ağlamadan duramıyordum.

Elimi yüzümü buz gibi bir suyla yıkayarak kendime gelirken, aynada gördüğüm kızarmış gözlerim aşağıya indiğim an beni çok çabuk ele verirdi ve kimseye yapacak mantıklı bir açıklamam yoktu. Odama geçip önce yatağımı toplayıp sonra üzerimdeki pijamalardan kurtulurken, kapalı ve serin havayla üstüme kalçalarımı kapatacak kadar uzun salaş bir saks mavisi kazakla altıma taytımı geçirmiştim. Makyaj masama gelip kapatıcıyı suratıma yedirerek gözlerimin kızarıklığını az buçuk gizlerken, çok olmasa da bir miktar belirgin olan şişkinliği ders çalıştığım için uyumadım diyerek yutturabilirdim.

Seninim Son Kez (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now