Bölüm 6

58.5K 2K 468
                                    

Şimdi özlediğim yerden uzanayım sana. Sustuğum şiirden sarılayım boynuna. Tam da şimdi. Unuttuğum şarkıdan öpeyim seni... - Sabahattin Ali 

Seni kaçıracağım.

Evet bunu demişti bana.

O an içimde neler yaşattığını bilmeden.

Aramızda ki yakınlık hala kendini koruyordu , ama hatırı sayılır bir mesafede vardı.

Ellerim göğüsün üstündeydi. Biri olurda içeri girerse onu itebilmek için.

Çünkü daha ne olduğunu biz bile kestiremiyorken, kimsenin bizi bu yakınlıkta görüp yanlış anlamasını istemezdim.

"Ben anlamadım? Ne kaçırması?"

Suratımda ki anlamamış, şapşal ifadem dudaklarının hafif yukarı kıvrılmasına neden oldu ama bu çok kısa sürdü.

"Bu aralar şirkette işlerim çok yoğun değil, erken çıkıyorum bir kaç gündür yarında dersin bittikten sonra seni alıp evime götüreceğim , ve bu konuyu bir daha konuşacağız Ayza" Evet işlerinin bir kaç gündür yoğun olmadığının farkındaydım. Çünkü Asaf genelde akşam saatlerinde gelir, ve bazen de gecelere kadar o iş yerinde sabahlamışlığı , eve gelmediği bile olmuştu Asafın.

Asaf mimardı. İç mimar.

Okulu bitirdikten sonra büyük bir şirkette iş bulmuş ve senelerdir de orada çalışıyordu. İyi bir geliri vardı. Elbette ki bir evi de olacaktı.

Aslında ona kalsa ailesini falan da alır buradan gider ama işte Semra teyze ve Orhan amca , Asafın aksine bu mahalleyi seviyor dostlarından, komşularından bu saatten sonra ayrılmak istemiyorlardı.

Asafa baktığımda kabul etsem de etmesem de her türlü yarın bu konuşma olacak der gibi bakıyordu.

Kaçmak istemedim , öyle mutfak veya araba köşelerinde biri duyacak korkusuyla konuşulacak bir mevzu değildi bu.

Ona başımı salladım "Tamam konuşalım" dedim.

O an gözümün önüne az önce Asafın kulağımın arkasına sıkıştırdığı saç tutamım yeniden düştü.

Bu sefer Asaftan önce ben elimi uzatıp kulağımın arkasına sıkıştırmak istedim ama , Asaf bu sefer elini başımın arkasına atıp iki yandan tutturduğum saçımın tokasını açtı ve saçlarım özgürlüğüne kavuşmuş gibi yüzümün iki yanına dağıldılar.

"Böyle daha güzel" Gülümsedim. Gözlerimin içi parlayarak gülümsedim ona. İçimde ki kız çocuğu bak bizi güzel buluyor diyerek sevinçle doldu.

Gözleri dudaklarıma kaydı, gülüşüme baktı.

"Ne yapacağım ben seninle?" Daha çok kendine soruyor gibiydi.

Sev sadece.

Yeter.

Yemin ederim ki yeter.

Bu isteğimi tabikide sesli dile getirmedim , sadece omuzlarımı bilmiyorum gibisinden kaldırdım.

Ne o çekildi ne ben baktık öyle sadece birbirimize.

Birden beklemediğim bir ses , tanıdık bir zil sesi ile yerimden sıçradım.

Benim telefonumun sesiydi.

Seninim Son Kez (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now