-26-

386 48 37
                                    

🎶Yalnızlık Senfonisi - Feride Hilal Akın Cover

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶Yalnızlık Senfonisi - Feride Hilal Akın Cover

Parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. Hafif dağınık duran kestane rengi saçları eski şekline kavuşmuştu. Acaba benim ruhumdan da geçirse parmaklarını düzelir miydim?

Kuzey tahtaya yazdığı soruyu çözerken zihnim soruya odaklanmayı ısrarla reddediyordu. Hande neyseki arkalarda bir yer tutmuştu bize. En son istediğim şey onunla göz göze gelip yüzündeki hayal kırıklığı dolu ifade ile yüzleşmekti. Benim aldığım kabanı giymişti uzakta da olsam kenarda bir sandalyenin üzerinde duran eşyalarını görebiliyordum.

İnkar etse de ne hissettiğini en iyi ben biliyordum. Benden nefret bile etse vazgeçemiyordu. Gözlerimde başka birinin yansımasını gördüğü halde ve bu fikirden nefret ettiği halde ona aldığım kabanı giyip gelmişti. Nerede görsem tanırdım bu hissi.

Senelerce Emir'in bana aldığı bilekliği takmıştım. Onu kaybetmekten deli gibi korkuyordum çünkü. O bileklik bana hayatının bir noktasında değer verdiğini gösteren tek kanıttı. Kendi dünyamda zorla var edip herkesten çok sevdiğim adamın gerçek olduğunun tek kanıtıydı kolumdaki bileklik.

O bilekliği çıkarıp attığım gün ilk kez vazgeçmiştim ondan. Sonra yüzlerce kez geri dönmüş tekrar tekrar zihnimden ve kalbimden kovmuştum onu. Telefonumun titremesiyle irkilip düşüncelerimden sıyrılmıştım. Emir mesaj atmıştı. Kesin yine Kuzey ile görüşmeme kafayı taktığı bir mesaj yazmıştı. Son zamanlarda ne konuşursak konuşalım aynı kapıya çıkıyordu söyledikleri. Bezgin bir şekilde mesajını açtım.

"Bu hafta şirkete gelme."

Sinirle telefonu ters çevirdim.

"Olur, Emir Paşam. Nasıl istersen öyle yaparım."dedi iç sesim, bütün sinirimi ondan çıkarmak üzereydim. İçimde biriken bu öfke birine kesinlikle kötü bir şekilde patlayacaktı.

"Soru çözümünü hep bu çocuk yapsa sabah yedide bile uyanırım."dedi arkamızdaki sırada oturan kızlardan biri. Yanında oturan arkadaşı ile konuşuyordu ama çok yakın olduğumuz için net bir şekilde duyabiliyordum onları.

"Acayip yakışıklı. Dinleyemiyorum hiç bir dediğini."dedi diğer kız kendi aralarında gülüşüyorlardı.

Hande kızgın bir şekilde arkasına doğru dönüp kızlara ölümcül bir bakış attı. Soru çözümü bitmek üzereydi çantamı toparlayıp ceketimi elime aldım. Kuzey ile daha fazla aynı ortamda olmamız içinde bulunduğumuz durumu tuhaflaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktı. Bütün ders boyunca bir kere bile benim oturduğum yöne doğru bakmamıştı.

Dersin bittiği dakika ise tam olarak benim olduğum yöne döndü. Göz göze geldiğimiz an hareket yetimi kaybetmiş gibi olduğum yerde kaldım. Ondan uzakta olduğum halde gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Sandalyenin üzerinde duran kabanını ve masanın üzerindeki kağıtları toparlayıp  aceleci adımlarla amfinin merdivenlerini çıkmaya başladı.

Sensizlik Senfonisi Where stories live. Discover now