~ Sonsuz Bir Boşluk ~

2K 131 218
                                    

Y/N - İsminiz
L/N - Soyadınız

Şimdiden söyleyeyim biraz karmaşık bir kitap olabilir çünkü böyle okuyucuyu meraklandıran şeyleri seviyorum. Ama zamanla göreceğiz nasıl olcak. Umarım güzel bir kitap olur, amin. Yazar-Chan iyi okumalar diliyo

"Sonsuza kadar benimle kayacağına söz vermiştin." dedim dolu gözlerimle...

(...)

Düşünüyordum, neden buradayım? Neden ayağımın altındaki tahta parçasından vazgeçemiyorum? Bir söz vermiştim değil mi? Neden o sözü tutamıyorum? Hayır... Sadece... Sadece aptal bir kaykay ve benim gideceğim yere daha çabuk ulaşmamı sağlıyor. Başka bir nedeni yok, başka hiçbir nedeni yok.

Dalgın bir şekilde yavaşça kaykay sürüyordum. Parka gidip hava almak istedim. Yol ayrımına geldiğimde bana seslenildiğini duydum.

"Hey! Dikkat et!"
Kafamı çevirdiğimde bana hızla yaklaşan şeyi gördüm. Evet bir şey, ama o şey ne bilmiyorum. Çünkü ne olduğunu kavrayana kadar çoktan kafamdaki acıyla yere çakılmıştım. Dostum... Bu acıttı. Ama iyiyim, bir şeyim yok. Hala hayattayım değil mi? Güzel.

Gözlerimi açtığımda benimle beraber yerde mavi saçlı ve arkasındaki kırmızı saçlı çocuğu gördüm.

"Reki! Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum."

"Eh, üzgünüm. Hehe, sadece hazır olduğunu düşünmüştüm."

"Ama sana hazır olmadığımı söyledim değil mi?"

"Her zaman aynı şeyi söylüyorsun, nereden bilebilirdim?"

Onlar kendi aralarında atışırken ayağa kalktım ve üzerimdeki tozları silkeledim. Mavi saçlı olan kalktığımı fark edince başını yukarı kaldırarak bana baktı.

"Eh, şey ben özür dilerim. İstemeden oldu. Kontrolü kaybettim de."

"Sorun yok, iyisin değil mi?" diyerek kolundan tutup onu kaldırdım.

"Evet, iyiyim. Asıl sen nasılsın? Biraz sert çarptım."

"Önemli değil, başım biraz acıdı o kadar."

Kırmızı saçlı olan ağzını araladı ve konuşmaya başladı. "Gerçekten özür dileriz- eh bir dakika! Kaykay..."

"Kaykay mı?" dedim sadece, anlamayarak.

Yanıma geldi, çömeldi ve yerdeki kaykayımı eline alıp incelemeye başladı.

"Vay be, sen de mi kaykay yapıyorsun?"

"Şey, pek sayılmaz. Sadece bir yerden bir yere giderken işimi kolaylaştırıyor."

"Neden? Kaykay sürmenin ne kadar havalı, ne kadar müthiş, ne kadar harika bir şey olduğunun farkında değilsin sanırım."

"Evet, harika olabilir ama... Ama ben uzun süre önce kaykay kaymayı bıraktım."

"Ha? Neden? Madem bu kadar mükemmel olduğunu biliyorsun, neden bıraktın? Yani demek ki daha önce kaydın değil mi? Kaykay kaymanın muhteşem zevkini tattıysan nasıl bırakabilirsin ki?"

Haklıydı, nasıl bırakabilirim ki? Derin nefes alıp verdim, elbette bırakabilirdim. Ve bıraktım da. Bir söz verdim. Ve o sözü tutmam gerek. Her ne kadar saçma bir söz olsa da.

"Bilemiyorum, benim... Benim bazı nedenlerin var elbet. Bu yüzden kaykayı bırakmam gerekti."

"Hiç özlemiyor musun peki?"

Nasııl özlemem, hem de çok, çok ama çok özlüyorum.

"Hayır, pek sayılmaz." Al işte, bir yalan daha.

Reki x Reader - SonsuzlukWhere stories live. Discover now