~ Hastane ~

453 51 82
                                    

Öf kısa ve saçma oldu ama ilham gelmiyordu yazdım gece gece bir şeyler.

Gözlerini kısıkça açtın. Gördüğün şey beyaz tavan ve tavana monte edilmiş gözünü kamaştıran beyaz ışıktı. Gözlerini sıkıca geri yumarak neler olduğunu anlamaya çalıştın.

Hastanede olduğunu anlamak zor değildi. En son hatırladığın S, yarış, sana doğru yaklaşan Adam ve kaykaydan düştüğündü. Bir de kafanda hissettiğin acı ve kulağına dolan bağırışmalar vardı.

Hareket edecek halin yoktu. Göz ucuyla bakışlarını etrafta gezdirdin. Koltukta oturan Langa'ya yaslanmış yorgun bakışlı bir Miya gördün. İkisi de halsiz gözüküyordu.

Elindeki ağırlığı daha yeni yeni fark edebilmiştin.Elini tutmuş, başını yatağa dayamış, gözleri dolu Reki'ye baktın.

Zorda olsa sırıttın ve kurumuş boğazına rağmen konuştun. "Neden herkes ölmüşüm gibi ağlıyor? Benden bu kadar kolay kurtulamazsınız, biliyorsunuz."

Hepsi bir anda doğruldu. Sesini duyduğu gibi yerinden fırlayarak sana koştu Miya.

"One-San!"

Yanında çöküp kolunu tuttu. Başını kaldırdi ve artık tutmakta zorlandığı göz yaşlarının akmasına izin verdi Reki. "Y/N..." dedi hıçkırıklarının arasında.

"Hey, yoksa ölmediğim için mi ağlıyorsunuz?"

"Komik değil Y/N! Hiç komik değil!"

Tebessüm ederek baktın Reki'ye. "Tamam, özür dilerim."

"Ağrın var mı?" diye sordu Langa diğerleri gibi yatağın başına çökerek.

"Biraz. Annemlerin haberi var mı?"

"Evet. Onlar buradalar... Doktorla konuşmak için çıktılar, dönerler. Annen... o çok ağladı." dedi Reki.

Somurttun ve iç çektin. "Durumum nasıl?"

"Kafana sert bir darbe almışsın Y/N. Kafatasında çatlak olmaması mucize." diyerek yanıtladı seni Langa. "Sinir hücrelerinde sorun olabilir, henüz bunu bilmiyoruz. Bacağın kırılabilirdi ama şükür ki o da iyi. Sadece fazla ezilmiş. Olabilecek en az hasarla kurtulduğun için sevinmeliyiz." diye ekledi.

Başını salladın. Zamanı geri almak isterdin. "Keşke seni dinleseydim Reki."

"Onun Adam olduğunu bilemezdik. Ne yaptı ne etti, seninle yarıştı. Özür dilerim, düşmeme izin vermeyeceğime söz vermiştim ama bu ikinci düşüşün oldu."

"Özür dilenecek bir şey yok."

"Hayır var, gerçekten berbat bir erkek arkadaşım."

"Böyle söyleme! Bu beni daha çok üzüyor. Ne zaman kendini ezmeyi bırakacaksın! Bak olanların hepsi benim suçum tamam mı? Boş yere kendini üzme."

Ağzını araladı Reki yanıtlamak için. O sırada kapıdan giren anne, baba ve ağabeyini gördün. Annen hızlı adımlarıyla yanına geldi ve seni kucakladı. "Kızım! İyi misin?"

"İyiyim anne, teşekkürler. Merak etme daha da iyi olacağım."

"Sen... neler olduğunu hatırlıyor musun?"

"Ah... Evet. Kaykaydan düşmüştüm."

"Oh, çok şükür. Hafızan yerinde."

Başını okşadı ve saçlarını sevdi annen şevkatle. "Endişelenme anne! İyiyim." gülümsedin.

"Bizi korkuttu ufaklık."

"Özür dilerim baba."

Odadaki onca kişinin arasında duygusuz bir ifadeyle sana tek bakan ağabeyindi. Etraftaki herkes farklı bir telaş içindeyken sen sadece gözlerini ona dikmiştin. Ona baktığını fark ettiğinde bakışlarını kaçırdı ağabeyin.

Reki x Reader - SonsuzlukWhere stories live. Discover now