~ Kolay Pes Ediyorsun ~

558 59 215
                                    

"REKİ! Teşekkür ederim! O an çok gergindim ve aramız daha da bozulabilirdi. Ağabeyimin ikna olacağını hiç düşünmemiştim. Ama sen onla konuştun, çok ama çok sağol." dedin neşeyle.

"Ben- ne dediğimin farkında değildim. Ya farkındaydım ama o anki gerginlilşe konuştum. Senin de üzüldüğünü fark ettim ve... konuşmak istedim. Teşekkür etmene gerek yok."

"Yine de sağol. O zaman... devam edelim mi? Yani kaymaya."

"Edelim."

Uzun bir süre tekrardan kaydınız, çalıştınız
Hala bazı zorluklar çeksen de alışmıştın. Gökyüzü kızıl renge boyanmaya başladığında biraz dinlenmeye karar verdiniz.

Y/N: Saatler ne kadar da hızlı geçiyor! Sabahtan beri kaykay kaydık sadece. Bence bugünlük yeter.

Reki: Pes mi ediyorsun?

Y/N: Pes etmiyorum, bugünlük yeter diyorum. Sadece kaykay kaydık. Başka şeyler yapalım, sıkıldım.

Langa: S başlayana kadar yemek yiyelim, sonra da S'e gidelim. Yarın sabah sahile gidelim mi? Vakit geçirir sonra yine kaykay çalışırız.

Miya: Yüzelim! Hava çok güzel, yaz geliyor.

Reki: Olur mu Y/N?

Y/N: Olur.

O gün çok güzel geçmişti senin için. Kaykay kayabildiğin için mutluydun. Ama pek de keyif vermiyordu. Yine de güzel bir gündü. Artık abinle daha iyiydiniz. Her şeyin daha iyiye gideceğine inanmıştın.

Yemek yediniz, S'e gidip yarışları izlediniz. Yarışları izlemek sana kaymaktan daha çok keyif veriyordu. Eve erken döndün ve abinin söz verdiği gibi beraber eskiden olduğu gibi enfes kekler yaptınız.

Hayat senin için anlam kazanmaya başlamıştı, abin ile aran iyiydi. Kaykay kayabiliyordun. Ve arkadaşların vardı, bugün Reki senin için abini ikna ettiğinde ne kadar değerli olduklarını anladın. Bir ayda ne çok şey değişmişti.

Ve bunları değiştiren şey Reki'ydi. En başından seninle arkadaşlık kurdu ve aralarına aldı. Kaykayı sana tekrar sevdirmek için uğraştı. Ve başardı da. Bugün sana kaykay kaymayı öğretmeye başladı ve ayrıca ağabeyini ikna etti...

(...)

Yine bir pazar sabahı uyandığında ilk defa sıcacık yatağını bırakmak zor gelmedi. Yataktan fırlayıp elini yüzünü yıkamak için banyoya gittin. Daha sonra üzerini değiştirdin. Merdiveni basamakları ikişerli üçerli atlayaraktan indin.

Mutfağa girdin ve fırından dün ağabeyin ile yaptığınız kekleri alıp bir sepete koydun. Biraz kahvaltılık, tabak, çatal ve bardak da koyduktan sonra telefonunu aldın.

Çok üşengeç biri olduğun için grup oluşturmak daha kolay olurdu.

>>> Yeni Grup; Siz, Langa, Miya, Reki>>>

Siz: Kahvaltı etmeyin, piknik yaparız diye düşündüm. Yemekleri ben getiriyorum.

Reki: Ben ne dedim?

Siz: Ne dedin?

Reki: Attığım mesajları okumadın
mı Y/N?!

Siz: Daha yeni uyandım, sadece size mesaj atmak için aldım telefonu.

Reki: Of, biz Langa ile çoktan sahildeyiz. Biz de piknik yapmayı planlıyorduk. Annem Kobachi ve Gohan yaptı.

(Yazarınız sizin için Japonlar kahvaltıda ne yiyor diye araştırdı 😎 Ama bunları hiç japon gibi yapasım yok 😩 Yarı japon yarı türk kafama ne eserse Şaömqkslwçw)

Reki x Reader - SonsuzlukTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang