21. Eskisi Gibi Mi?

8.3K 1.1K 455
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ♥

Uzun bir günün ardından eve geçtiğimizde Deniz hepimizi salonda topladı. İkisi L koltuğa yan yana otururken ben pufa oturup karşılarına geçtim.

Deniz, Murat'la konuşmalarını anlattı. Onun Murat olayını aşması ve sonunda duygularından emin olması beni sevindirmişti. Ayrıca bu konuşmada önemli bir detay vardı.

"En başta Kaan'ın Açelya'ya Fulya olarak yaklaştığını biliyorduk ama yakın arkadaşımız olduğu için gerçeği söyleyemedik diyor yani?" dedim anlattıklarını özet geçerek. "Sonra Kaan Açelya'ya gerçekten âşık oldu ve bizim de söylememize gerek kalmadı. Ayrıca biz Fulya'yı tanımıyorduk bile, dolayısıyla Açelya'yı Açelya olduğu için sevdik."

"Aynen öyle," diye onayladı beni.

"Savaş ve Murat'ın anlatmak istediği şeyler var belli ama Kaan hıyarını bekliyorlar," diye devam ettirdi İrem. "Sonuçta bu esas sizin olayınız."

Deniz sayesinde Kaan'ın adı hıyar olarak değişecekti sanırım.

"Neden yılbaşını bekliyor ki? Neden hemen gelip konuşmuyor seninle?" Deniz konuşurken sesi öfkeli çıkmıştı. "Madem sana gerçekten âşık oldu, madem her şey zamanla değişti gelip anlatsın sana. Düzgünce özür dilesin senden. Sen de affediyor musun yoluna devam ediyor musun ne yapacaksan yaparsın."

"Sonradan bana âşık olması bir şeyi değiştirmez."

Bu cümlenin içindeki her sözcük boğazımı parçalayarak çıkmıştı dudaklarımdan. Mezuniyet gecesinden beri onlarla ilgili kurduğum her cümle aynı etkideydi. Sadece duyduklarım değil, söylediklerim de paramparça yapmıştı içimi. "Çünkü bunun gerçek olduğuna asla inandıramaz beni. Ve neden yılbaşını beklediğini biliyorum. Onun her bakışının altındaki anlamı, her düşüncesini bildiğim gibi biliyorum. Bana zaman veriyor. O, şirkete geldiği ilk gün, ilk karşılaşmamızda anladı bir şeyleri. Tam olarak planımı bilmiyor ama canını yakmak istediğimin farkında. Onu hırpalamam, öfkemi atmam için zaman veriyor. Onların karşısına çıkıp siz benim projemsiniz dedim ya, 'tamam senin istediğin gibi olsun' diyor. Bana istediğimi veriyor. Ve yılbaşı geldiğinde, gün yeni bir yıla döndüğünde, yeni bir başlangıç için konuşacak. Geçmiş acıları geçmiş yıla gömmek isteyecek." Yorgunlukla yüzümü sıvazladım. Kendimi bedensel olduğu kadar ruhsal olarak da yorgun hissettiğim günlerden birindeydim. "Onu bu kadar iyi tanırken beni kandırmasına nasıl izin verdim?" diye sordum dalgın dalgın. Bu soruyu Deniz'e ya da İrem'e sormamıştım. Bu soruyu kendime sormuştum.

Odaya sessizlik çöktü. İlk konuşan İrem oldu ama sorusu bana değildi.

"Sen affettin yani şimdi onu? Eskisi gibi mi olacaksınız?"

Deniz şaşkınlıkla İrem'e baktıktan sonra bana baktı. "Bugünü tarihe geçelim çünkü ilk kez o bana değil de ben İrem'e bir konuyu açıklıyorum." İrem'e döndü yeniden. "İrem sen iyi misin bebeğim? Biz burada ne yapıyoruz? Eskisi gibi olmamızın imkânı var mı?"

İrem surat astı. "Sen iyiyiz demişsin ya Murat'a," dedi huysuzca."Ne bileyim ya kafa mı kaldı?"

Deniz'in omuzları düştü. "Kızmayın ama bir yandan da Murat'a inanmıyor değilim. Ben onun samimi olduğunu düşünüyorum."

Aynı zamanda onun için üzüldüğü de belliydi.

"Kaan konusunda değil tabii onu bilemeyiz," diye devam etti. "Ama Fulya'yı tanımadıkları ve Açelya'yı Fulya ile bağdaştırmadıkları konusunda ona inanıyorum. Tek suçları Açelya'ya anlatmamak ama ben olsam ben de aynı şeyi yapardım." Bana baktı. Yüzünde şefkatle karışık onu anlamamı bekleyen bir ifade vardı. "Yeni tanıştığım birine en yakın arkadaşımı satmazdım."

İLHAM PERİSİOnde histórias criam vida. Descubra agora