33. Bölüm •

21.9K 1.4K 571
                                    

Merhaba.
Bölümler geçiktiği için tekrar kusura bakmayın, tamamlar tamamlamaz yayınladım.
Hatalarım varsa affola, umarım beğenmişsinizdir.
Tam olarak kafamdaki kurguyla ilerliyorum.

Sizi seviyorum, iyi okumalar. 🌸

Bu arada artık her bölümü, yorumlara göre bir kaç okuyucuma ithaf edeceğim.
iambsk
EdaTekin802 
SaimeAkn
Atasoyatasoy4
❤️

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 🙏🏻

Önce yürekler birleşti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Önce yürekler birleşti.
Ardından bedenler.

İnsanoğlu, bunu sevişme diyerek; bir kalıba sığdırdı. Ve ruhlarının bir kez olsun çarpışmadığı insanlarla yine de seviştiler. Şehvet uğruna canlar yakıp; öldürdüler. Oysa, bu eylem yalnızca bir bedeni tatmin etmek için değildi. En önemlisi ruhunu doyurmak, sevgiye can vermekti.

Aralık pencereden uzanan serin rüzgar, güneş ışıklarıyla birlikte içeriye süzülürken kollarımı iki yana doğru açtım ve gerildim. Mayıs ayının sıcak kokusu, odayı kuşatmıştı. Başımı yana doğru çevirdim. Görüş açıma önce, çıplak bir ten hemen ardından; yüzümü izleyen simsiyah gözler girdi. Alaz, beni izliyordu. "Günaydın." dedi, uyandığımı görür görmez. Gövdesinden uzanan koku burnumdan içeriye ilişirken gece yaşadığımız her salise yeniden zihnime kondu. "Günaydın." dedim, boğuk bir sesle. Yanaklarım alevlenerek yanıyordu, dudaklarımı ısırdım. "İyi uyudun mu güzelim?" dedi, bu sefer. Yüzünde, hiç görmediğim kadar saf bir ifade varken gülümsemeden edemedim.

"Uyudum, sen?" Alaz, usulca başını salladı. Ardından, avuçlarını çıplak omzuma kapatarak kendine çekti.

İnanamıyordum. Ömrüm boyunca, bir erkeğe dokunmayı bile korkunç bulan aklımın; hiç düşünmeden Alaz'la olmasına ve bundan bir salise dahi pişmanlık duymamasına inanamıyordum. Tutkunun ortağı olan sevgiye ellerimi bu kadar çabuk uzatacağımı hiç düşünmezdim. Sevmek, dokunmak hatta sarılmak bile benim için uzaktı. Hiç sevilmemiş biri, sevgiyi nasıl meşru bulurdu? Gülümsedim kendi kendime. Uyuşturucunun pençesinden kurtulmak için yattığım klinikte, hayatımı değiştirecek bir adamla tanışacağımı anlatsalar, yalnızca gülümserdim.

"Ağrın var mı?" diye, sordu Alaz yumuşacık bir sesle. Onun hatırlatmasıyla birlikte, kasıklarıma saplanan ağrı varlığını yeniden ortaya sererken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Biraz." Elleri, saçlarıma dokunduğunda alnımı öptü ve parmaklarını bir kaç saniye yanağımda gezdirdi. "Veda," dedi, ılık bir edayla. "Güzelim, eğer dün gece seni zorladıysam-" Belimi havalandırdım. Hemen sonra, dudaklarımı yanağına bastırarak cümlesini yarıda kestim. Alaz, genişçe gülümsedi. "O zaman kalk bakalım." dedi, kolumu kavrarken. Üstümüzdeki pikeyi, çıplak vücuduma sararken başımı kaldırdım. "Duş al, ben de sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım."

TARUMARWhere stories live. Discover now