Özel Bölüm

1.6K 114 170
                                    

Jungkook bedenine sımsıkı bir şekilde dolanan koldan kurtulabilmek için ne kadar çabalasa da Yoongi'nin ellerinden kaçışın olmadığını üçüncü denemesinde anlamıştı.

Yoongi eşini biran olsun yanından ayırmıyordu. Hatta buna uyku hali bile dahildi. Uykusunda dahi bedeni ruhunun diğer yarısını sarıp sarıyor, koruyordu. Eşinin ellerinden alınma korkusunu her saniye yaşıyordu ve geçen yıllarda herhangi bir şey olmamasına rağmen bu korku adamı rahat bırakmıyordu. Gerçi Yoongi bu koruma olayından asla sıkılmıyordu.

Bu tıpkı onu sevmekle eşdeğerdi. Sonsuzdu...

"Yoongi artık kalkmamız gerekiyor." Jungkook nazikçe ellerinden birini adamın yüzüne çıkardı ve yanağında gezdirmeye başladı. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala daha yanında uyandığı her gün şükranlarını sunuyordu tüm Tanrılara. Bir rüyadan öteye geçemez sandığı tüm şeyler şuan hayatının bir parçası ve vazgeçilmezi olmuştu genç adamın.

Her ne kadar yanında uyuyan adamı seyretmek harika olsa da uyanmamış olması genci biraz kızdırmıştı. Bu yüzden adamın yanağında nazikçe gezinen eli durmuş ve yanaklarını sıkmaya başlamıştı.

"Eğer hemen o minik gözlerini açmazsan bu sefer daha farklı uzuvlarını sıkarım ki bundan pek hoşnut olacağını düşünmüyorum." Jungkook'un tehditi öyle hızlı yerine ulaşmıştı ki kendini biran da Yoongi'nin altında buluverdi. Gencin kalbi heyecandan ve arzudan dolayı normalin üç katı hızlı atmaya başlamıştı.

Yoongi'nin uzun beyaz saçları gencin çıplak bedenine dökülüyor ve huylandırıyordu. En az tahrik ettiği kadar huylandırıyordu...

"Her sabah böyle edepsiz konuşmalar yapacaksan asla gözümü bile kırpmam." Yoongi yeni uyanmış olduğu için sesi boğuk çıkıyordu. Bu ise içlerinde bulundukları daha tehlikeli kılıyordu Jungkook açısından.

Jungkook, eşinin tek kelimesiyle bile orgazm olabilirdi şuan.

Yoongi de Jungkook'un gözlerinin hafif kapanışından ve alt taraflarını sürekli kendisine sürtmesinden anlamıştı. Eh erken kalkmak hiçte kötü bir şey değildi adam için.

"Sanırım yanaklarımı sıktığın için ufak bir cezayı hak ediyorsun Min Jungkook." Jungkook'un ceza kelimesini duyunca gözleri parlamıştı. Yoongi'nin cezaları hep bir şekilde Jungkook için ödül oluyordu.

"Sanırım bu cezayı hak ettim Min Yoongi." Jungkook bunu yalvarır gibi söylemişti. Aklı öylesine karışmıştı ki eşini neden uyandırmaya çalıştığını unutmuştu bile.

Yoongi daha fazla beklemeden Jungkook'u ters çevirerek dizlerinin üzerinde durması için konumlandırdı.

"Ceza için can atan senden başka kimse yok biliyorsun değil mi?" Yoongi tek parmağını gencin içine gönderirken konuşmuştu. Jungkook derin bir inilti çıkarınca da ikinci parmağını ve diğerini yolladı.

"K-imseyi senin gibi biri cezalandırmıyor çünkü." Jungkook konuşmasının sonunda ağız dolusu küfür savurdu. Yoongi parmaklarla zaman kaybetmek istemediği için onları aradan çıkararak hızla içine girmişti.

"Jungkook yemin ederim sana doyamıyorum. Tüm günü bu şekilde içinde geçirmek istemem ne kadar yanlış?" Yoongi'nin elleri gencin her bir yanında dolanırken dişleri de sırtında bir yol izleyerek aşağı doğru iniyordu.

"Bugün yapacak çok işimiz var o yüzden fazlasıyla yanlış ancak yarın tüm yanlışlar doğrulara dönebilir. E-vet devam et lütfen.." Yoongi büyük bir hırlamayla gelgitlerine devam ederken bir yandan da yarını düşünüyordu. Hiç yoktan iyi diye düşündü. Tüm günü yarını düşünerek geçirebilirdi.

Fernweh || YoonkookWhere stories live. Discover now