♡¹

2.8K 260 315
                                    

Okulumdan eve dönerken parkta gördüğüm bedenle duraksadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Okulumdan eve dönerken parkta gördüğüm bedenle duraksadım.

Yine oradaydı.

Her zamanki gibi ağlıyordu.

Başı gökyüzüne çevriliyken hızla akan gözyaşlarını görebiliyordum.

Derin bir nefes alırken beni göremeyeceğini düşündüğüm arabanın arkasına geçtim.

Bedenimi duvara yaslarken cebimdeki sigara paketini çıkararak içinden bir dal alıp dudaklarıma yerleştirdim.

Çakmağı da çıkarıp sigarayı yakarken bakışlarım tekrar ağlayan çocuğa kaydı.

Tamam, belki ben de çok güzel bir hayat sürmüyordum ama ara sıra ağlardım. Bu çocuk ise neredeyse her gün burada ağlıyordu.

Genellikle sessiz olmaya çalışıyordu ama kulaklarımın hıçkırıklarını işittiği zamanlar olmuştu.

Onu gördüğüm günden beri neden ağladığını hep merak ettim.

Gidip sormak istedim.

Ne yazık ki buna cesaretim yoktu.

Bu şehre taşınalı iki ay oluyordu. Kimseyle de aman aman bir iletişimim olmamıştı.

İlk başta insanlarla iletişim kurmamak benim seçimimdi.

İnsanlar bencil varlıklardı.

Kendi istekleri doğrultusunda her şeyi yapabilecek güce sahipti. Ve ben elimden geldiğince zarar görmemeye çalışıyordum.

Önceden yaşadığım kalp kırıklarımı zor toparlamıştım. Kendime bir yenisini daha yaşatarak kendimi iyileştirmek için harcadığım çabayı bir kenara atamazdım.

Yine de bu zamanla insanlardan çekinmeme ve iletişim kuramamama yol açtı. Biriyle konuşma düşüncesi bile gerilmeme yetiyordu.

Aslında bu zamana kadar bunu sorun etmedim.

İnsanlar birbirine yaranmak için veya acısını paylaşmak için birini ararken ben tek başıma sorunlarımın üstesinden gelebiliyordum ve bununla gurur duyuyordum.

Kimseye ihtiyacım yoktu.

İnsanlar o kadar aciz ki gülmek için bile başkalarına ihtiyaç duyuyor, kendi benliklerini unutuyordu.

İnsanlardan uzak kalabilmek tanrının bana verdiği en büyük nimet olmalıydı.

Bu zamana kadar hiçkimse ile konuşmak isteyeceğimi de düşünmezdim.

Sanırım o çocuk hayatımdaki ilk istisnaydı.

Çünkü bu şehre geldiğimden beri ağladığını gördüğüm çocuğun yanına gitmek ve ona neden ağladığını sormak istiyordum.

Ağlama sebebinin gözyaşlarını akıtmasına değer bir sebep olup olmadığını öğrenmek istiyordum.

Yavaşça başını gökyüzünden indirdi. Gözleri kapalıydı.

Yanındaki çantasını eline aldı.

Ne yapacağını çok iyi biliyordum.

Her zamanki gibi önce çantasından peçete çıkarıp akan yaşları sildi.

Ardından eline aynasını alırken kendine bakındı.

Muhtemelen berbat göründüğünü düşünüyordu ki yüzünü buruşturdu.

Küçük bir kıkırtı çıkarttım.

Onu sadece ağlarken görüyordum, buna rağmen gördüğüm en güzel insan olabilirdi.

Çantasından bir pudra çıkartmış, yüzüne sürmeye başlamıştı.

Sanırım gideceği yerde onun ağladığını bilmelerini istemiyordu.

Son kez aynada kendine bakmış, kızarmış yüzünden kurtulduğunu fark edince ayaklanmıştı.

Onun ayaklanması ile dudaklarımdaki bitmeye yakın sigarayı yere atıp ateşinin sönmesi için ayakkabımla ezdim.

Gitme zamanıydı.

Adını bilmediğim çocuk ilerlerken yavaş adımlarla arkasından ilerliyordum.

Belki yaptığım yanlıştı ama kötü bir şey yapmıyordum.

Tek istediğim onun güvenli bir şekilde evine girdiğini görmekti.

Zaten parka yakın olan apartman dairesine ilerlediğinde duraksadı.

Bunu da her gün yapıyordu.

Evine girmek istemiyordu belki de.

Yine de fazla beklememiş ve apartmanın içerisine girmişti.

Gözden kaybolduğunda gülümsedim.

Orada olacağım, yalnız yürüyen senin arkanda.

Dudaklarımdan küçük şarkı mırıltıları çıkarırken kendi evime doğru ilerlemeye başladım.

Duyamayacak olsan da sanırım senin için yapabileceğim tek şey buydu.

Şimdilik.

Sonuna kadar şarkı söyleyerek, bu şarkı sona etmeyecek.

Ben Hwang Hyunjin, elimden geldiğince senin yanında olacağım.

Love poem | hyunminWhere stories live. Discover now