Bölüm 12

122K 7.6K 15.4K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar

**

Havada uçuşan kurşunlar hala durmamıştı. Adamlar geleli yirmi dakika civarı olmuştu. Bu da mı Celal'in işiydi acaba? Siper aldığım duvarın arkasından çekilerek salonun ortasındaki diğer adamı da vurdum. Mermi sırtının tam ortasına denk gelmişti. Gözlerimi kanlar içinde yere yıkılan adamdan çekerek etrafta gezdirdim. Silah sesleri kesilmişti, sanırım bitmişlerdi.

Birkaç saniye bekledikten sonra hala bir haraket olmamasıyla silahımı belime taktım ve Ahu'ya yaklaşarak omzuna dokundum. Omzuna dokunduğumda korkuyla sıçraması içimi sızlatmıştı. "Şş benim." dedim ve eğilerek boyumu onun boyuyla eşitledim. Yaşlı gözlerini kırpıştırarak açtığında beni görmesiyle kollarını boynuma doladı. Ben de hızla kollarımı ona doladım ve saçlarına bir öpücük kondurdum. "Geçti." dedim yatıştırıcı bir sesle.

Ben Ahu'ya sarılmaya devam ederken omzumda hissettiğim elle kafamı kaldırdığımda Alparslan'ı görmüştüm. Çok az da olsa nemlenmiş gözleriyle Ahu'ya bakıyordu. "Abiciğim," Alparslan'ın sesini duyan Ahu kollarımdan çıkarak kafasını kaldırdı ve abisinin boynuna atladı. Alparslan, onu kucağına aldığında ben de ayağa kalktım.

Kollarını sıkıca Ahu'ya sarmış yatıştırıcı cümleler fısıldarken bakışları bana kaydı. Birden kolunu belime dolayarak beni kendine çektiğinde vücudum ona yapışmıştı. Ben şaşkınlıkla ne yaptığını anlamaya çalışırken o belimdeki elini yukarı aşağı yaparak sırtımı okşadı. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı dudakları yanağıma değerken. Sanırım adam sonuna kafayı sıyırmıştı.

Ben odun gibi kollarım aşağıda dikilmeye devam ederken Ahu kafasını bana çevirmişti. Gözündeki yaşlarla beraber sırıttığında, bir parmağını bize doğrulttu ve salladı. "Sevgilisiniz değil mi siz?"

"Hayır." dedim. Fakat bir ses benimle aynı anda "Evet." demişti. Şaşkınlıkla Alparslan'a baktığımda 'Ne demek evet?' diye oynattım dudaklarımı. Omuz silkmekle yetindi. Tabi Ahu kucağında olduğu için yukarı aşağı haraket etmişti o da.

Çok garip bir an yaşıyorduk şuan. Öldürmeye geldiğim adamın evinde kardeşini gördüğüm için onu öldürememiştim, ardından hep beraber mutfağa browni yapmaya giderken evi silahlı insanlar basmıştı ve biz hepsini öldürdükten sonra hep beraber salonun ortasında dikilmiş sarılıyorduk. Yani Alparslan bir kolunu bana dolamışken diğer kolunda da Ahu'yu tutuyordu.

"Biliyordum sevgili olduğunuzu." dedi Ahu sevinçle. Sanki olanları unutmuş gibiydi. "Ne zamandır?" diye sordu merakla. Ben ağzımın içinde "İki dakikadır." diye mırıldanırken Alparslan belimi cimciklemişti. Ona 'ne var' dercesine bir bakış attığımda "Bir ay." diye yanıtladı Alparslan. Biz tanışalı daha bir ay olmamıştı. Onu bozmamak için susarken Ahu şaşkınlıkla elini ağzına götürdü, ardından bakışlarını öfkeyle kısıp Alparslan'a orta şiddette bir tokat attı.

Ben şaşkınlıkla Ahu'nun ne yaptığına bakarken bir yandan da gülmemek için yanağımın içini ısırıyordum. Yürü be Ahu, benim için de vur. "İz, sana bir şey söyleyeceğim ama sakın üzülme." dedi Ahu üzgün gözlerle bana bakarken. Alparslan ise hala şok içinde kucağındaki Ahu'ya bakıyordu. Garibime kal gelmişti.

Söylemesine istercesine ona baktığımda dudaklarını ısırdı ve gözlerini kapattı. "Abim seni aldattı." dedi ardından.

Ben "Ne?" diye sorduğumda Alparslan da benim gibi anlamsız bakışlar atıyordu Ahu'ya. Ahu başını aşağı yukarı salladı ve parmaklarıyla iki yaparak burnumun dibine soktu. "İki hafta önce, Merve Abla geldi. Bana 'abinin sevgilisiyim' dedi. Hatta beraber uyudular biliyor musun?" dedi şikayet eder gibi bir parmağıyla Alparslan'ı işaret ederken. Ya Ahu'cuğum, eminim sadece uyumuşlardır(!)

Ateşten Buz (+18)Where stories live. Discover now