15

11.5K 417 164
                                    

Bu gece yıldızlar benim üzerimdeydi. Yıldızlar benimle can buldular. Kainatta tüm gökyüzüne meydan okuyan yıldızlar bugün benim üzerime yağdılar.

Arkamı dönmemle adımlarını hala sürdüren onu gördüm.

Ayaz'ı.

Ayaz Feza.

İsmi gibi uzayı andırıyordu gözleri. O karanlık gökyüzünü aydınlatan ufak perde gibi. Ela gözleri onu o yapıyordu sanki. Onun burada ne işi olduğunu bile bilmiyordum. Sırtımı terasın duvarını çevreleyen trabzana dayadığımda kalbim göğüs kafesimi delip geçecek kadar hızlı atıyordu.

Yavaş adımları tam önümü buldu. Siyah bacaklarını saran kot pantolonu ve bedeninden oldukça büyük siyah tişörtü ile yine muazzamdı. Belirgin çene kemikleri çıkıktı. Çenesindeki gamze ay ışında parlıyordu.

"N-ne işin var burada?" diye sordum titrek sesimle. Sonra bir adım atıp yanımda durdu ve hala bana bakıyordu. Bende ona döndüm. Şimdi gökyüzü solumuzda kalmıştı ikimizinde.

Yakınımdaydı. Konuşsun istiyordum. Sabaha kadar konuşsun onu dinleyeyim istiyordum. Bu isteklerimi kenara iteleyip sorar ve bir o kadar da çekingen gözlerle ona baktım.

Gözlerinde ki derin kuyuya düşmemek mümkün değildi. Ela gözleri beni içine çekiyordu. Benim açık mavi gözlerimin böyle bakmadığına emindim. Bir süre hiç konuşmadan bana baktı. Gözlerimin en içine baktı.

Sonra konuşmak için boğazını temizledi ve benim duymayı beklemediğim o cümleleri bir bir akıttı.

"O kadar güzelsin ki.."

"Hani beni görmeden geçiyorsun ya önümden, kalbimin sesini duyarsın diye korkuyorum." titrek bir nefes aldı.

Sırf gözün yanıyor diye kullandığın dalin şampuan saçında öyle güzel kokuyor ki. " gülümsedi.

" Kokunla mest olmak istiyorum. " bir adım yaklaştı.

"Gözlerim gözlerinde kaybolsun istiyorum." dolan gözlerimle ona baktım. Kuyunun dibini andıran Elalarına.

"seninle mümkün olalım istiyorum." gözümden bir damla yaş süzüldü. Durmadı devam etti.

" seni kimse görmesin diye ruhuma saklamak istiyorum." akan gözyaşımı baş parmağıyla sildi.

"Küçük elinin ellerimin arasında kayboluşunu izlemek istiyorum."

"aslında çok şey istemiyorum ki, 3 yıldır sakladığım aşkla gözlerine bakabilmek istiyorum." ezberine kazıdığı cümleler beynimde yankılanmaya devam etti.

" Öylesine anlatamıyorum ki seni, sen anlatamadıklarımın içinde en güzelisin." ama ben anlamıştım onu. Gözyaşlarıma inat gülümsedim.

" Asra. " dedi korkarak.

" Ben seni çok seviyorum, Cemre kızım."

O'ydu. Benim daha görmeden sözleriyle sarhoş olduğum Bilinmeyen Ayaz Feza'ydı.

O beni kendi Kainatına hapsetmeye hazırdı.

Yakınımdaydı. Sırtına sarıldığım gün burnuma sızan koku yine benimleydi.

Hala korkar gözlerle bana bakan adama diktim gözlerimi. Hala yaşlı olan gözlerimden bir yanıt bekliyordu. Ona en güzel cevabı verecektim.

Elimi ensesine yerleştirdim ve parmak uçlarımda biraz daha yükselerek dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Vücudu kaskatı kesilmişti. Hareket dahi etmiyordu. Yanlış bir şey yaptığımı düşünerek geriye çekilecektim ki kendine gelmiş gibi ellerini belime yerleştirip sıkı sıkı sardı. Dudaklarımız ayrıldığında gözlerindeki parıltıyla bana bakıyordu. Onu ilk kez öyle görmüştüm.

Mümkünat | TextingWhere stories live. Discover now