10

5.4K 484 341
                                    

"Hoş geldin."

Jungkook otuz iki dişini göstererek gülerken kapıyı aralayıp güzel oğlana baktı. Anne ve babası haftasonu için iki günlük bir tatile gitmişlerdi ve Jungkook evde kalmayı tercih etmişti. Tabii ki tek başına kalmayacaktı!

Jimin sevgilisinin gülüşünü gördüğünde o da güldü. Fırsattan yararlanmaya bayılıyordu gerçekten. "Hoş buldum," dedi terliklerini çıkarıp içeriye geçerken. Jungkook onun arkasından kapıyı kapatıp yaslandı. Gözlerini karşısındakinden çekmiyordu.

"Ne bakıyorsun?" dedi Jimin ciddi durmaya çalışarak. Neden bilmiyordu ama Jungkook'un yüz ifadesini gördükçe gülesi geliyordu.

Jungkook sırıttı. "Seni eve attım."

Jimin kendini tutamayıp güldüğünde aynı zamanda Jungkook'un omzuna güzel bir yumruk geçirmişti. "Sapık mısın?" Jungkook gülerek sevgilisinin kolundan tutup kendine doğru çekti ve bedenlerini yakınlaştırdı. Kolları ince bele sarılmışken, burnunu yumuşak yanağa sürtüp bir öpücük bıraktı. Rahatlamış gibi bir nefes verip "Oh," dedi. "Tamam şimdi kendime geldim."

Jungkook'un bu hareketleri Jimin'i utandırıyordu ama ölesiye zevk de alıyordu. Jungkook tarafından öpülmek inanılmaz bir histi. Daha fazlasını istermişçesine dudaklarını büzüp öne doğru uzattı. Jungkook bu görüntü yüzünden düşüp bayılabilirdi bile. Ancak yine de kendini toparlayıp dolgun dudaklara sulu bir öpücük kondurdu. Bununla yetinemediğinde art arda kelebek öpücüklerini Jimin'in yüzüne bıraktı.

Jimin yüzündeki dokunuşlar yüzünden kıkırdarken gözlerini kapatmıştı. En son dudağında hissettiği uzun bir öpücükten sonra devamı gelmediğinde gözlerini açtı ve parlak gözlere baktı. "Beni gerçekten eve attın."

Jungkook yüzüne haylaz bir ifade yerleştirdi. "Kabullenmen güzel." Daha sonra aklına gelen şeyle bir elini sevgilisinin eline attı ve çekiştirerek yukarıya çıkardı. "Yeni bir şey aldım, çok güzel, görmen gerek," dedi heyecanlı heyecanlı.

Jimin, Jungkook'un peşinden koştururken yüzündeki gülüşe engel olamıyordu. Beraber Jungkook'un odasına geldiklerinde Jungkook, Jimin'i yatağına oturtturmuş ve hızlıca önce bilgisayarını daha sonra, masasının üzerinde duran, önceden kurduğu cihazı açtı. Dün akşam asılı olan posterleri ve aksesuarları çıkardığı boş duvara bilgisayar ekranı yansırken bütün dişlerini göstererek sırıttı ve eliyle duvarı gösterdi. "Ta-daa."

Jimin tatlı tatlı hareketlerini izlerken en sonda gösterdiği yere odaklandı. Masada duran ufak cihaz bir nevi projeksiyon görevi görüyordu. "Vay canına," dedi heyecanla. İkisinde de ilk oyuncağıyla oynayan bir bebek heyecanı vardı.

"Film izlemek için bilgisayar ekranı yeterli gelmeyince ben de bunu aldım."

"İyi yapmışsın."

Jungkook takdir edilmenin verdiği gururla göğsünü kabarttı. İkili gülüşürken Jungkook hemen araya girdi, "Hadi önce mutfaktan yiyecek bir şeyler alalım." Jimin kafasını sallayıp onayladığında beraberce aşağıya inmişlerdi. Jungkook sabah gittiği marketten iki elinde poşetlerle dönmüştü ve haliyle bir sürü yiyecek seçenekleri vardı. Jimin alabildiği kadarını kucakladığında, kendi gibi kalan yiyecekleri kucaklayan sevgilisine sordu, "Ne izleyeceğiz?"

Jungkook paketler düşmesin diye hayata tutunurmuş gibi paketlere tutanarak Jimin'e dönüp gizemli bir havayla sırıttı. "Korku filmi tabii ki de." Öne geçip merdivenlere yöneldi. Jimin'in korku filmlerinden korktuğunu biliyordu ve belki filmlerdeki şu klişe sahne olur diye umut ediyordu. Hani şu... Kola sarılma sahnesi... Jungkook'a göre fazla hoş bir andı.

Still With You |JIKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin