Geçiş

164 14 9
                                    

~Cas

Sıcak.

Açıklanamaz, tüketen bir sıcak; duman gibi boğuyor ateş gibi yakıyordu.

Görünmez alevler buzlu bir hiçliğe doğru sivrilmeden önce hatırladığım son şey buydu, bir de bu hayret verici kamp ateşinden sağ çıkarsam, yeni arabasını eve geç getirdiğim için babamın kafayı yiyeceğini düşünmüştüm.

-


Amma sıcak be!

Arabanın dışında topu topu bir dakika geçirmiştim ve şimdiden cılız bir tavuk gibi kavruluyordum. Arka koltuktaki poşeti aldım ve kapıyı cat diye kapattım. İade edilecek 40 dolarlık giysim vardı. Biraz daha iyi hissederek arabayı kilitledim ve açık alana dönüp, durdum. Önümde kömür asfalt uzanıyordu. "Uzak köşeye park et" demişti babam, göz kırpıp anahtarları bana atarken. Tabii bende en uca park ettim. Yürümeye başlayınca uzak kelimesi hafif kaldı. Sanki kahrolası Mısır'a park etmiştim ve yemin ederim hava o kadar sıcaktı. Sıcak yüzünden dalgalar halinde buhar çıkıyor gibi görünüyordu. Aklıma çöldeki vahalar geldi. İnsanla hareket eden cinsten bir şey.. hep uzaklaşan, hiç ulaşamadığınız.


Bu öyle değil ama. Bu titreşim havaya doğru uzandı, dalgalı bir camdan duvar gibi halka halka yayıldı. Sonra takla attı. 

Son sürat.

Tuhaf bir şekilde.

Bana doğru.


Daha nefes almama bile kalmadan o dalga beni sessiz bir aceleyle sarıp içeri çekti. Sıcak hava bir sarmaşık gibi her yanıma yapıştı, ardından alevler içinde infilak etti. Cildimin her bir noktası çığlık attı.


Lcnin otoparkında kavruluyordum! Görünmez alevler iyice derine dalarken bu düşünce beynimi delip geçti. Çığlık atmaya çalıştım ama sıcak boğazıma dolup nefesimi kesti; ağzımın içindeydi, ciğerlerimdeydi, benim içimdeydi. Yakıcı zift damarlarımda gezindi, soluğumu alıp gözlerimin arkasına yapıştı. 


Asfalttan koyu bir karanlık bana koştu; yere düşüp teslim oldum. En son duyduğum buz gibi soğuktu. Saniyeler önceki sıcak nasılsa, o kadar çiğ, o kadar acı dolu, ısıran bir soğuk ve sonra... hiç.

Işık yoktu. Ses yoktu.

Hava yoktu.






Bu bölümde ne olduğunu sonraki bölümde anlayacaksınız.






We'll Change the End 'destielWhere stories live. Discover now